İlker Başbuğ, bu arada gönlünden geçen bir hayali olduğunu belirtti ve bu konuda, "Benim en büyük hayalim, Türkiye ile Azerbaycan'ın tek devlet olmasıydı. Zaten denilmiyor mu, tek millet, iki devlet. Tercüman olmadan birbirimizle konuşuyoruz. Ama mümkün değil, yaptırmazlar. Keşke şartlar uygun olsaydı" diye konuştu.
"Askerin siyasete karışmama gibi bir lüksü var mı?" sorusuna İlker Başbuğ "Silahlı kuvvetler, gerekli görülen durumlarda düşüncelerini kamuoyu ile paylaşması lazım. Bu komplo olayları ile ilgili ne yapıldı, ne yapılmak istendi derseniz, silahlı kuvvetlerinin sesi kesilmek istendi. Oldu mu, gerçekleşti mi, Evet oldu. Amaç oydu zaten, silahlı kuvvetlerin sesini kesmekti"dedi.

Türkiye'nin bölgesel güç olmasına büyük güçlerin izin vermeyeceğini, bu nedenle 'hayalci' olmamak gerektiğini kaydeden İlker Başbuğ, bölgesel güç olmak için güçlü ekonomi, güçlü siyaset ve güçlü ordunun gerekli olduğunu bildirdi.

Esad'ın savunulacak yanı olmadığını, Suriye konusunda İran ve Rusya ile birlikte hareket etmenin yararlı olacağına değinen Başbuğ, bu konuda ABD ile de beraber olmak zorunluluğu bulunduğunu anlattı.

Türkiye-Rusya arasındaki sorunun daha fazla tırmanmayacağını, savaş olasılığının bir çılgınlık yapılmaması halinde "sıfır" olduğunu ifade eden İlker Başbuğ, ilişkilerin kısa zamanda normale dönebileceğini ümit ettiğini bildirdi.

Türkiye'nin düşürdüğü Rus savaş uçağından paraşütle atlayan pilotu öldürdüğü iddia edilen Alparslan Çelik'in gözaltına alınmasıyla ilgili Başbuğ, "Ben olsam onu mahkemeye de çıkarırım. Çünkü yaptığı iş esasında uluslararası hukuk açısından da suçtur. Yani Cenevre sözleşmesine de aykırı hareket etmiştir. Mahkemeye çıkarırsanız, belki bu Rusya-Türkiye ilişkilerini daha kısa zamanda düzelmesine olanak sağlayabilir" diye konuştu.
Editör: Haber EDİTÖR