Sueno Hotels Deluxe kompleksi Convention Center’da gerçekleşen Türk –Alman 

Jinekoloji Kongresi’nde Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen  jinekologları bir 

araya geldi.

Güçlü bilim adamlarından oluşan  öğretim üyeleri ile beraber, jinekoloji alanında  

yaptığı çalışmalarla Türkiye ve dünyada, saygın bir yeri olan TAJEV (Türk Alman 

Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı) tarafından düzenlenen konferansı 

yerli yabancı 1500’den fazla katılımcı takip etti.

Konferansın açılış konuşmasını yapan TAJEV Başkanı Prof.Dr.Cihat Ünlü, 

uluslararası bir konferansın Türkiye’de yapılmasının önemine değinerek, dünyada 

jinekoloji alanında  uygulanan yeni tedavi yöntem ve gelişmelerin bu konferansta 

paylaşıldığını ve uygulamalı olarak anlatıldığını söyledi. Prof.Dr.Cihat Ünlü 

”Jinekoloji konferansı hem Türkiye’de, hem de dünyada yakından takip ediliyor. 

Ülkemizde TAJEV olarak yaptığımız çalışmalar Avrupa’nın bir çok yerinde örnek 

gösteriliyor. Biz vakıf olarak toplumsal duyarlılık ve toplumsal sağlığımız için çok 

çalışıyoruz. Bu çalışmalar sonucunda özellikle önlenebilir kanser çeşidi olan rahim 

ağzı kanser taraması ‘HPV taramalarında’ şu ana kadar yaklaşık 1,5 milyon kadın 

taranmış ve 10 gün içerisinde sonuçlarına ulaşmaları sağlanmıştır. Dünyada 

örneği olmayan bu çalışmaya önümüzdeki dönemde devam edeceğiz” dedi.

Prof.Dr.Cihat Ünlü konferansın önemli konuları arasında yer alan yumurtalık 

dondurma yöntemine değindi. Ünlü; ”Yumurtalık dondurma yöntemi ile tedavi 

gören kadınlarımız için hamile kalamama riskinin azalacağını öngörüyoruz. 

Yaklaşık 30 yıldır sperm ve erken embriyo dondurulmaktadır. Yeni teknikler 

sayesinde yumurta ve yumurtalık dokusu da başarıyla dondurulabilmektedir. 

Özellikle hücre içi buz oluşumunu engelleyen yöntemler başarıyı artırmıştır. Bu 

yöntem kanser nedeniyle radyoterapi ve kemoterapi alacak hastalara umut 

olmuştur” şeklinde konuştu.

 
Doğumlarda kadın ölümleri son 25 yılda %83 azaldı

Prof.Dr.Cihat Ünlü gebelik kayıpları hakkında da şunları söyledi; Son 

yıllarda doğum ve sonrasında anne ölümleri azaldı. 2015 yılında doğum sırasında 

187 kadınımız hayatını kaybetti. Sağlık Bakanlığı verilerine göre son 25 yılda bu 

rakam %83 oranında azaldı. Şimdiki verilere göre her 100 bin doğumda 15 

kadınımız maalesef ölüyor. Hedefimiz 2030 yılında 100 bin doğumda bu sayıyı 5’e 

düşürmek. Baktığımızda gebelik kayıplarının ağırlıklı olarak doğum sonrası 

kanama sebebi ile yaşandığını biliyoruz. Bu yüzden çok çalışmalıyız, 

toplumumuzun bu konuda daha hassas olmasını sağlamalıyız.

Türkiye’de sezaryen ile doğum oranı %53

Türkiye’de yapılan  doğumlar hakkında bilgi paylaşılan konferansta; dünyada 

sezaryen ile doğum oranı en yüksek ülkelerden biri de Türkiye. Sağlık bakanlığı 

verilerine göre, Türkiye’de sezaryen ile doğum oranı %53 olarak gerçekleşiyor.

CFF DNA yöntemi ile kadınlarda düşük oranı azalacak

Konferansta tartışılan konulardan biri de Türkiye’de yeni uygulanmaya başlanan 

CFF DNA yöntemi oldu. Bu yeni yönteme göre; anne karnından sıvı alınarak 

uygulanan ve sonucu 3 haftada gelen uygulama, düşük gebeliklere ve geç 

kalınmış müdahalelere sebep veriyordu. CFF DNA sayesinde, anneden sadece 10 

cc’lik alınan kan örneği ile 9. haftada bu test yapılıp, 3 gün içinde sonuca 

ulaşılabiliyor. Sıvı alarak yapılan bu işlem, hem gebelik kayıplarının önüne 

geçiyor, hem de bebekteki genetik problemleri erkenden öğrenmemizi sağlıyor. 

CFF DNA yönteminin yakın bir gelecekte de maliyeti düşürülerek, her anne 

adayının rutin bir kontrolü haline getirilmesi hedefleniyor.

Kongre,  Prof. Dr. Camran Nezhat moderatörlüğünde, biri Fransa’dan diğeri ise 

ABD’den olmak üzere iki interaktif canlı cerrahi sunuma ev sahipliği yaptı.

36 farklı ülkeden 150’ ye yakın konuşmacının yer aldığı 11. Türk Alman Jinekoloji 

Kongresi’nde; servikal kanser ulusal tarama programı HPV DNA ile tarama 

şeklinde yapılan düzenlemeler, erken menopoza girme riski olan kadınlar için  

yeni geliştirilen yumurta dondurma yöntemleri, azalmış over rezervinde çığır 

açabilecek tedavi yöntemleri, anne ölümlerini önleyebilecek detaylı çalışmalar, 

anne kanında bebeğe ait DNA parçalarının incelenmesi ile ilgili detaylı çalışmalar, 

“Minimal invazif cerrahi” olarak isimlendirilen ve çağımızın yeni cerrahi akımı olan 

robotik cerrahi, bu cerrahi yönteminin avantajları ve operasyon sonrası olumlu 

etkileri, sezeryan doğum oranlarının azaltılması ile ilgili çalışmalar, öne çıkan 

konu başlıklarıydı.
Editör: Haber EDİTÖR