50 yıldır aynı masalı dinlemekten bıktık
"Cumhuriyet Halk Parti'si neden tek başına iktidara gelemiyor, neden hep başarısız, ne yaptı da bu cahil halk yüzünden olmadı" gibi saçmalıklar... Ben kendi adıma konuşuyorum bıktım, usandım artık bunları okumaktan, dinlemekten, TV'de izlemekten... Oysa CHP'nin yayın organı pek çok TV ve gazete var. Oralarda bunları kendi aralarında tartışsınlar. Tarafsız geçinen medyada ne işleri var? Benim gibi vatandaşın, bazı programlarını ve programcılarını beğendiği için arada bir baktığı yerlerde karşımıza çıkmasınlar. NTV, CNN Türk, Kanal D, Star TV, Habertürk TV gibi kanallar neden CHP'nin kurtarıcısı olmasınlar. 21 milyon Türk insanına haksızlık ediyorlar. Bu medyadaki arkadaşlar seçimden önce CHP'yi inanılmaz desteklediler. Hatta vicdansızca... Başbakan Erdoğan ve AK Parti için ellerinden gelen her türlü kötülüğü yaptılar. Eleştiri değil iftira kampanyaları açtılar. Bari şimdi biraz utanıp sussunlar. Yalan yanlış gerekçelerle yenilgiye kılıf aramasınlar. Halkla bu kadar terse düştükleri için vicdan azabı çekeceklerine... Hâlâ inanılmaz muhalefete devam ediyorlar. Çok basit bir örnek... Dün Ankara'da 50 yıldır görülmemiş bir yağmur yağdı, bir altgeçidi su bastı. NTV haber spikeri kız sanki mühendis gibi, "Altyapı eksikliği" diye AK Partili Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'i suçladı. Gerçi Melih Gökçek kızın ağzının payını verdi ama... Başbakan, "Seçim bitti. Miting meydanlarında olup bitenler orada kaldı. Herkese dostluk elimi uzatıyorum" diyor vay sen misin bunu diyen... Bu kadar ahlaksızca ve haksızca saldırı olamaz. Gazetecilere açtığı davadan vazgeçti diye kötü kişi oldu. Bu mu çağdaş, entelektüel, aydın olmak? Bu mu Atatürkçü, çağdaş laik cumhuriyeti savunmak? Medyadaki uzantılar, her şeye at gözlüğü ile baktığı için mahalle baskısının kralını yapıyor. Onlara göre AK Parti'ye oy veren, Recep Tayyip Erdoğan'ı beğenen herkes 'salak, cahil, kötü' insan. Size çok samimi söylüyorum son üç aydır kentlerde yaşayan, eğitimli Allah'ın bir kulu çıkıp da "Ben AK Partili'yim" dediğini duymadım. Çünkü utanıyor, korkuyor... Seçimden önce kime sorsam binbir yalan söyledi masum vatandaş. "Yok ben Kürt'üm, yok ben Alevi'yim" diye gerekçeler gösterdiler. Rahatlasın diye "Ben AK Parti'ye oy vereceğim. Başladıkları işleri bitirmeleri için bu şansı vermemiz gerekiyor" diyordum yine de sır vermiyordu vatandaş. Seçim bitti, aradan bir hafta geçti yine "AK Parti'ye oy verdim" diyemiyor. Korkuyor, utanıyor. İşte bu çağdaş geçinen CHP sempatizanı medyanın yarattığı manevi baskının sonucudur. Biri de ortaya çıkıp "Seçim sonucu ortada. Türk halkının yüze 75'i bizi beğenmiyor. Bizi ülke yönetimine davet etmiyor. Detayı boşverip, gerçeği görelim" deniyor. Ve önündeki maçlara bakmıyor.
Baştan dediğim gibi 50 yıldır bunları dinlemekten, görmekten bıktım usandım artık. Bu mantıkla 'Milli Şef'leri İsmet İnönü'yü alaşağı ettiler. Sonra halk için çalışan Bülent Ecevit'i. Nasıl bir mantık ise İsmail Cem gibi bir gerçek aydını harcadı CHP'liler. Benim için babasından daha önemli bir insan olan Erdal İnönü'yü beğenmeyenlere ne denir? Fikri Sağlar gibi karizmatik tüm genç politikacılar bir kenara atıldı. Gerçekleri iyi okuduğu için bu kadar yıl CHP'nin başında kalabilen Deniz Baykal'a şimdi daha çok hak veriyorum...