Sevgili okurlarımız, bu sohbet yazımızda dikkatimizi çeken bazı konular hakkında yine siyaset konuşacağız. Bu sohbet dedik çünkü sizler bizim yazımızı okurken bizler de kendimizi sizlerle sohbet eder gibi düşündüğümüz için sohbet kelimesini kullandık. Malum, biz yeri geldiğinde duyduklarımızı sizler için yorumluyor ve bu nedenle böyle olabilir gibi paylaşımlar yapıyoruz ki, eğer sizlerle sohbet ediyor olsak da aynı şekilde sohbet edeceğimizi düşündüğümüzden dolayı.
Neyse, lafı çoğaltmayalım ya da uzatmayalım, evet, AK Parti'ye neler oluyor başlığımız böyleydi. Anlaşıldığı üzere konumuz AK Parti. Bu yerel seçimlerde başı çeken onlar olduğu için, karmaşa içerisinde geçiyor. Nasıl karmaşa içerisinde olduğunu açıklayalım. 31 Mart yerel seçimleri için siyasi partiler bir türlü adaylarını tam olarak açıklayamadılar.
Hala bazı partilerde belli olmayanlar var, tabii ki 20 Şubat yaklaştığı için belli olmayan az yer kaldı ama daha önceki seçimlerde çok daha önceden belirlerler ve adaylar bölgelerinde çalışmaya başlarlar. Ancak bu seçimlerde böyle olmuyor. Başını çeken AK Parti böyle olduğu için herhalde muhalefet partileri de onlara uydu.
Şimdi biz AK Parti'yi inceleyelim. Kendi Cumhur İttifakı partileri ile ortaklık görüşmeleri bir hayli uzadı. Acaba bunun nedeni nedir? Yine bu aşamada sokakta insanların konuştuklarını sizlerle paylaşacağım. Diyorlar ki, Cumhur İttifakı ortakları ile çok daha önce görüşmelerin bitmesi gerekirken çok uzadı.
Bunun sebebi olarak AK Parti'nin muhalefet mantığıyla hareket ettiği; nasıl bir muhalefet mantığı, biliyorsunuz muhalefet iyi bir şey yapılsa dahi takdir etmez ve devamlı muhalefet etmek isterler. Çünkü iyi yapılan şeyi takdir ederlerse, iktidarın prim yapacağını düşündüklerinden dolayı her şeye muhalefet etmeyi muhalefetlik sayarlar.
İşte bu örnek de olduğu gibi güç zehirlenmesi yaşayan AK Parti de ortakları da olsa, başka parti olarak gördüğü için ortaklarının prim yapmasını istemediğinden dolayı görüşmeleri uzattıkça uzatarak, onların aday çıkarmasını engellemek ve her yerde kendi egemenliğini arttırmak olduğu söyleniyor. Zaten ortak değil misiniz üstelikte, ortak olduğunuz partiler sizler ile aynı misyonu paylaşmakta oldukları için sizler ile ortaklık kurdular, dolayısıyla belediye başkanlığı ha sizden olmuş ha onlardan olmuş ne fark eder. Sizler için önemli olan rakibiniz olan muhalefetin kazanmaması değil mi?
Biz de takip ediyoruz, bazı ilçelerde iktidar ortağı olan partilerden olan Büyük Birlik Partisi aday çıkardığı için yöneticilerin tavrı olduğu haberler arasında. Yeniden Refah Partisi ise ortalıktan ayrılarak kendi kanatları ile uçmaya karar verdi. Bu durumda AK Parti yöneticileri tarafından alınan tavrın maruz kaldıkları haberleri de geliyor.
Antalya'da ise bu durum açığa çıktı. AK Parti Antalya bölgesi aday tanıtım organizasyonuna Büyük Birlik Partisi'nin davet edilmediğini öğrendik. Yeniden Refah ortaklığı bıraktı ama Büyük Birlik Partisi ortaklığa devam ediyor ve bildiğimiz kadarıyla görüşmeler sonucunda, büyükşehirlerde şartsız koşulsuz ittifaka destek verecek ve Antalya'da belediye başkan adayı Hakan Tütüncü'yü destekleyeceklerini biliyoruz. Acaba, mevcut AK Partili olan Serik belediye başkanının, Büyük Birlik Partisinden aday gösterildiği için mi diye düşünmekten kendimizi alamadık.
Bu vatandaşlar arasında şu diyaloğa sebep oluyor: "AK Parti yukarıda da bahsettiğimiz gibi acaba güç zehirlenmesi mi yaşıyor? Çünkü insanın fıtratında var, çok fazla güce sahip olduğu zaman bu zehirlenmeyi yaşayarak, kendinden başkasını küçük görmeye başlayabiliyor ki bu daha tehlikeli bir durum onlar açısından, bu ciddi kan kaybı olur, mesela bakın 2023'e göre 2024'te partilere bakıldığında üye yükseltende var üye kaybedende var, en fazla üye kazanan parti 96.376 ile Yeniden Refah Partisi iken en fazla üye kaybeden AK Partide kaybedilen üye sayısı 199.766'dır.
Tabii ki, AK Parti'nin üye sayısı diğerlerine göre fazla, ancak bunu şöyle değerlendirmek lazım: yüksekten düşen daha çok zarar görür. Yani 2 metreden düşenle 20 metreden düşen arasında ciddi bir fark olur. Buna en güzel örnek, zamanın büyük partisi olan Anavatan Partisi'dir.
Sonuç olarak; AK Parti taban yöneticilerini uyarmak lazım. Atasözümüz var, "Mağrur olma padişahım senden büyük Allah var" sözü ile padişah bile uyarılırken, onları uyarmamak olmaz. Tevazu güzel bir huy iken, onun tam zıddı olan gurur ve kibir kötü huydur. Allahu Azimüşşan’ın sevmediği bir haslettir.
Bakın Kur’an-ı Kerim’de meâlen ne buyruluyor:
“Hiç şüphesiz Allah, onların gizleyeceklerini de açıklayacaklarını da bilir. O, büyüklük taslayanları aslâ sevmez.” (Nahl Sûresi / 23)
“Kârun, Musa’nın kavminden idi de, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona demişti ki: ‘Şımarma! Bil ki Allah şımarıkları sevmez.” (Kasas Sûresi / 76)
“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beğenmiş övüngen kimseleri asla sevmez.” (Lokman Sûresi / 18)
Tevazu, büyüklüğün şanındandır. Devlet idarecisi olsun, ilim ehli olsun, sanatçı olsun veya sporcu olsun veya herhangi bir siyasi parti yöneticisi olsun, eğer tevazudan nasibi yoksa, o kişi uluk (ezilip, çürümeye başlamış) bir meyve veya sebze gibi olur. İnsanlar onlardan yüz çevirirler ve onları gördüklerinde yüzlerini ekşitirler.
Mütevazı olanları ise sevgiyle kucaklarlar ve o mütevazı kimselerin adı yıllar boyu yaşar ve hep iyi hatırlanırlar. Allah Celle Celaluhu bizleri kibirli olmaktan, gönlü tevazudan nasibini almamış, ne oldum delisi olan kişilerden değil, kırmaktan çekinen, kırdığında zor bile olsa gönül almaya tenezzül edebilecek olgunluğa ve inceliğe erişebilmiş bir insan yapsın inşallah. Sağlıcakla Kalın..