Akşam Sefası ve TRT Müzik

Avrupalılar'ın 'pilot', bizim ise 'uzaktan kumanda' dediğimiz alet ile TV kanallarını dolaşırken TRT Müzik'te karşıma Akşam Sefası çıkmaz mı?
Yaklaşık bir yıldır izini kaybetmiştim. Başlamıştı, iki-üç şarkıyı da kaçırmıştım ama fark etmez. Aynen demir attım. Baktım kadroda değişiklik var. Seda Hanım'ı ayrıldı biliyordum. Çünkü TRT Müzik'te başka programa sunucu olmuştu. Eski arkadaşlarının yanında idi. Ama upuzun soyadı iyice kısalmış. Seda Gökkadar Gülbeyaz'dan bir kelime eksilmiş, Seda Gökkadar kalmış. Bu, şu demek oluyor, eşinden ayrılmış... Kızlık soyadı Gökkadar idi. Herkesin çok sevdiği Alp'i göremedim meğerse hasta imiş. Gökhan Sezer ise galiba başka kapılara kaçtı. Selami Şahin'in unutulmaz bestesi Özledim'i muhteşem yorumlayan İhsan Güvenç'i çok beğendim. Aman diğer yorumcular sakın yanlış anlamasın. Akşam Sefası'nın yapımcı-yönetmeni Samim Şenyüz işini çok iyi bilen, çok tecrübeli bir profesyonel. Bu ekipteki tüm yorumcular belli bir çizgiyi çoktan aşan kişiler. Aralarında çürük elma hiç yok. Hepsi birbirinden daha değerli. Siz zevkinize göre bir başkasını daha çok beğenebilirsiniz. Veya o programda söylediği şarkıdan etkilenirsin. Mesela ben son programda Tuğçe Pala'ya tam puan verdim. Özetle büyük bir keyifle sonuna kadar izledim Akşam Sefası'nı... Ah bir de solistler tam coştukları zaman kamera bilinçli olarak kaçıp sadece sazları göstermese... Bir yorumcu şarkı söylerken tabii ki vücudunu ritme uyduracak. Bundan ne çıkar? "Oynayan şarkıcı istemiyorum" talimatını kim verdi acaba? 2011 yılında bu mantığa inanmak istemiyorum.
Akşam Sefası'nı izlerken TRT Müzik'in içerik konusunda ne kadar cahil kaldığını fark ettim. Hemen sonra eski arkadaşım Armağan Şenol'u anlatan yarı belgeseli izledim. Tanıtımlar döndükçe kendimden ve TRT'den utandım. Kendimden diyorum çünkü ben bu mesleğe 1968 yılında müzik muhabiri olarak başlamış bir adamım. Gazeteci olduğum zaman İngiltere ve Amerika listelerinin ilk 50 plağını (O zaman LP ve 45'lik plak vardı) ezbere sayan bir hasta müziksever idim. Yerli müzisyenler de Kalamış çay bahçelerinden arkadaşım idi. Yerli gruplar yeni gitar alınca onu görmek için konsere giderdim. Müziğini dinlemezdim ama Fender gitar ile Marshall veya Fox amplikatörlere yakın olmak için. Sonuçta iki gündür başka kanal izlemiyorum. Haberler dışında tabii... Hele politik tartışmalara dükkânı iyice kapattım.
O zaman şu düşüncelerimi sizinle paylaşmak istiyorum. TRT Müzik kanalında birbirinden güzel programlar var. Hele hele müziğe aşırı meraklı iseniz... Tabii birçok palavra program da var. O kadar olacak. Hepsi mükemmel olsa bu kanalın adı BBC Müzik olurdu. En azından Kral TV veya Power FM'den çok daha faydalı olduğuna eminim.
Salı akşamları benim yolumdan yürüyün Akşam Sefası'nı sakın kaçırmayın. Bu biiir... İsmail Özkan-Mehsem Özşimşir'in Radyo Günleri'ni de Türk müziğine gönül verenlere şiddetle öneriyorum. İsmail'i iyi takip edin. Yakın gelecekte Ahmet Özhan'ın yerini alacak. İsmini ve sesini hiç duymadığım Arif Özgülüş'ün dinleyici istekleri yaptığı Meşk Zamanı da hoş program. İlk anda "Bu adamı da nereden buldular" demiştim. Sonra sahnedeki duruşuna alıştım. Farklı bir elektriği var Arif Bey'in. Bu formatı Mustafa Keser'den daha medenice yürütüyor. Seyircisine saygısı var. Serkan Çağrı'nın Seyyare'si gibi program da başka yerde yok. Serkan klarneti üfledikçe başka dünyalara gidiyor insan. Ve halk müziğinde Turnalar var. Sunucusu ve yorumcusu Özgür Eren neden çok popüler olmuyor? Halk müziği ve türküden hoşlananlar tanıyıp seviyor ama bence otuz tane Seda Sayan eder Özgür Eren... Zara'nın 'Sonrası Geldi' adlı programı da çok başarılı. Zara elimde doğdu sayılır, kızım gibi severim. Programı çok iyi yönetiyor...