Sevgili okuyucularım
Şu gelip geçen hayatımızda bazen dip notlar vardır,ama bunları bilmeden okumadan geçeriz hele bir de biz Türk toplumunun okuma alışkanlığı olmadığını düşününce okumadığımız için bilmediğimiz çok şey var ,o yüzden faydalı bilgi buldum sizlerle paylaşmak istedim aynen aktarıyorum.
Son zamanlarda yapılan araştırma sonuçlarında şaşırtıcı bir şekilde kahvenin iyi bir antioksidan kaynağı olduğu ortaya çıktı. Aslında antioksidan içeren besinler içerisinde listenin en başında kahve geliyor. Bununla beraber işlenmiş kahve, işlenme süreci sırasında içeriğindeki antioksidan değerlerini kaybetmiyor.
Kardiyovaskuler hastalıkların, kanserin ve diyabetin de içinde bulunduğu kronik bazı hastalıklardan kaçınmanın en iyi yollarından biri antioksidanlar açısından zengin bir beslenme düzenine sahip olmaktır. Ama ne yazık ki birçoğumuz antioksidan değerleri açısından çok zengin olan sebze ve meyvelerden yeteri kadar tüketmiyoruz.
Öyleyse antioksidanları başka hangi yiyecek içeceklerden alıyoruz tahmin edebilir misiniz? Kahveden hoşlanıyorsanız yanlız değilsiniz. Yapılan istatistiksel araştırmalarda Amerika nüfusunun %54’ten fazlasının her gün kahve içtiğini gösteriyor. Bu oranla beraber Almanya, Avusturya ve Finlandiya da ise günde iki kahve veya daha fazla içildiği belirtiliyor. Türkiye'de ise yapılan bir araştırmada kişi başına tüketilen yıllık kahve miktarının 200 gramdan daha az olduğu belirtiliyor.
Kahve tüketimi ile ilgili yararlar çok çeşitli olabilir. Bu konuda yapılan derin araştırmalar daha henüz başlarda bile olsa, kahve tüketiminin sağlıklı getirileri olduğunun belirtileri ortaya çıkmaya başlıyor. Bu yararlardan bazıları ise : Parkinson Hastalığı riskinin azalması : Yapılan bir araştırada günde bir fincan kahve içen erkeklerin hastalık riskinin %40’a varan oranlarda azaldığı ortaya çıkarılmıştır. Bununla beraber menopoz sonrası ostrojen terapisi gören kadınlarda kahve tüketimi Parkinson Hastalığı riskini arttırmaktadır.
Tip 2 Diyabet riskinin azalması: Bunun olması aşırı kahve tüketimi sonrasında meydana gelmektedir. Bu ise sağlık açısından önerilen bir durum değildir. Çok fazla kahve tüketmenin getirdiği riskler bu yararın önüne geçmektedir ve aşırı kahve tüketiminden kaçınılmalıdır. Karaciğer kanseri riskinin azalması: Kahve tüketmek özellikle siroz yüzünden oluşan karaciğer kanseri riskinin azaltılmasına yardımcı olmaktadır. Siroz, karaciğerin iltihaplanıp yara oluşumuna neden olan bir çeşit karaciğer hastalığıdır. Eğer kahvenin sağlıklı yararları varsa da bunların nereden geldiği net olarak bilinmemektedir. Kahve sadece antioksidanlar içermez, aynı zamanda kafein ve daha araştırılmamış diğer bileşenleri de içerir.
Net olan yararlarından söz etmek gerekirse kahvenin içinde birçok uyarıcı bulunmaktadır. Her ne kadar kahve tüketimi kardiyovaskuler hastalıkların riskini arttırıyor gibi durmasa da, yapılan araştırmalarda aşırı tüketimin Aortik distensibilite indeksi arttırdığı ortaya çıkarılmıştır. Bununla beraber filtre edilmemiş kahve kan yağlarının değerlerini arttırabilir, aşırı kafein tüketimi ise kafeine karşı hassas kişilerde sorunlar yaratabilir. Bir fincan kahvede 72 ile 130 miligram arasında kafein bulunmaktadır. Bu oran kahve çekirdeğinin çeşidine ve pişirilme yollarına göre değişkenlik kazanmaktadır.
Yani kahve içmek hem yarar hem de zarar getirebilen bir çeşit değiş tokuştur. Eğer halihazırda kahve içmiyorsanız, içeriğindeki antioksidanlar yüzünden bu alışkanlığı edinmenize gerek yoktur. Eğer kahve içen biri iseniz, bu sizin meyve ve sebze yemeyi kesmeniz anlamına da gelmez. Son olarak, kafein içeriği bakımından ölçülü içildiğinde sağlıklı ve yararlı olabilir. Meyve ve sebze yemekten vazgeçmeyerek, günlük kahve miktarınızı bir veya iki fincanla sınırlayın. Günlük önerilen kafein miktarı olan 250 miligramdan fazla almamaya dikkat etmelisiniz.