Sevgili okuyucularım her zaman yazmak olmuyor bazende güzel şeler olunca paylaşmak gerekiyor,gerkiyor ki güzel olan şeylerden herkes kendine bir fayda yada bir güzellik alsın.Yani demezmiyiz hepimiz çoğu zaman ya falanca yerde bir yemek yedim arkadaş adam o kadar lezzetli yapmışki parmakalrını yersin illaki git sende ye onun gibi güzel şeyleri başkalarınıda tavsiye etmek lazım.
Bu sebeple gelen güzel bir maili sizlerle paylaşmak istiyorum,ben çok etkilendim ve şöööööyle eskilere doğru bir gittim,darısı sizin başınıza ama gönderen arkadaştan da Allah razı olsun..Aynen aktarıyorum.
50-, 60- veya 70-li yıllarda mı
büyüdün .. ¿
Nasıl oldu da hayatta kalmayı başardın?
1.- Arabaların emniyet kemeri, kafalıkları, ve kesinlikle hava yastıkları yoktu.
2.- Arka koltuk tehlikeli değil de eğlenceliydi.
3.- Bebek yatakları ve oyuncaklar renkliydi. Ya da en azından kurşunlu, muhtelif zehirli maddeler ile boyanmıştı.
4.- Prizlerin, araba kapılarının, ilaç şişelerin ve kimyasal ev temizliyicilerinin üzerinde çocuk kilitleri yoktu...
5.- Kasksız bisiklete biniliyordu.
6.- Steril su şişelerinden değil de bahçe hortumundan yada muhtelif başka kaynaklardan su içiliniyordu...
8.- Oyun oynamaya çıkmanın tek
şartı hava kararmadan önce eve dönmekti.
Ceptelefonu yoktu...
ve hiçkimse nerelerde gezdiğimizi bilmiyordu. Inanılmaz!!!
9.- Okul öğlen bitiyordu...
ve öğlen yemeği için evimize geliyorduk...
10.- Bir sürü yaramız ,
kırılmış kemiğimiz , ve kırılmış dişimiz vardı , fakat hiçbir zaman birileri
bu yüzden mahkemeye verilmiyordu....
Kendimizden başka kimse sorumlu değildi...
11.- Bolca tatlılar ve tereyağlı ekmekler
yiyorduk, ve gerçek şekerli içecekler
içiyorduk ve hiç kilo sorunumuz olmazdı - çünkü hep dışarda oynardık
aktif olarak ...
12.- Dört çocuk bir limonatayı paylaşabiliyorduk... aynı bardaktan içebiliyorduk, ve kimse bu yüzden ölmüyordu.
13.- Playstation, Nintendo 64,
X boxes, Vídeo oyunlarımız,
99 kablolu kanalımız ,
Dolby surround , Cep telefonumuz ,
Bilgisayarımız , Internet de Chat odalarımız
YOKTU onun yerine ARKADAŞLARIMIZ vardı bolca!!!
14.- Yürüyerek veya bisiklet ile uzakta oturan arkadaşlarımızı ziyaret edebiliyorduk,
kapılarını çalıp hatta çalmıyarak içeri girip onları oyun oynamaya çağırabiliyorduk!!!
15.- Evet dışarda, o acımasız korkunç dünyada! Korumamız olmadan! nasıl mümkün oluyordu bu?
Tek kale üzerine maç yapardık ve birisi takıma alınmadığında psikolojik travma oluşmuyordu ya da dünyanın sonu gelmiyordu.
16.- Bazı öğrenciler diğer öğrenciler gibi başarılı değildi ve sınıfta kalabiliyordu. Fakat bu yüzden kimse Psikoloğa ya da Pedagoğa gönderilmiyordu. Kimsede Dislexia, konsantrasyon sorunu veya hiperaktivite yoktu, basitçe o okul yılını tekrarlıyordu.
17.- Özgürlüğümüz ,
üzüntülerimiz, başarılarımız,görevlerimiz vardı ...ve bunlar ile yaşamayı öğreniyorduk.
Soru: nasıl oldu da bütün bunlara rağmen hayatta kalmayı başardık???
Ve daha da önemlisi kendi kişiliğimizi bu şartlar altında nasıl oldu da geliştirebildik???
Sende bu jenerasyondan mısın?