Misyonerlik Faaliyetleri Tehdit Oluşturuyor mu?
Her dinin kendi inancını yaymaya çalışması son derece doğal ve engellenmemesi gereken bir durumdur. Ben bunu gayet masumane buluyorum. Ben onlara gideceğim kendi inancımı tanıtacağım, onlar bana gelip kendi inançlarını tanıtacaklar. Sonuçta bireyler tüm inançları öğrenerek seçim yapma hakkına sahip olmaları gerekir. Ya öğrendikleri dinden birine girecek ya kendi inancını koruyacak ya da hepsinin reddedecek. Elbette dini yayma şekli de önemlidir. Bunu kılıç zoruyla, toplumları katlederek yapmak asla kabul görecek bir şey değildir. Nitekim tarihimiz maalesef bu tarz olaylar ile doludur.
Fakat son yıllarda Türkiye’deki misyonerlik faaliyetlerinin tehdit olduğunu ve tehdit olmadığını dillendiren iki görüş var. Benim Avrupa’ya veya Amerika’ya gidip İslam’ı anlatıp, yaymaya çalışmam ne denli doğruysa, Hıristiyanların da benim ülkemde ve diğer ülkelerde aynı şeyi yapması o denli doğrudur. Yukarıda da değindiğim gibi bunlar masumane şeyler. Yine de, bazı şeyler dışarıdan göründüğü gibi olmayabilir. Kuzu postu giymiş kurt çok gördük, görmeye de devam edeceğiz.
Misyonerlerin gelişi sadece dinlerini yaymak mı?
Doğu ülkelerini bölmeyi amaçlayan emperyalist bir hareket mi?
Misyonerler Osmanlı döneminde faaliyet gösteriyorlar mıydı?
Birçok kişinin sorduğu sorulardan birkaçı bu. Sömürülmüş ülkelerin tarihini incelediğimiz bizi ilk karşılayanların misyonerler olması şaşırtıcı mı? Görüyoruz ki emperyalistler kendileri direkt gitmeden önce misyonerlerini oraya yollamışlar. Sonuç ise ortada; topraklarındaki egemenliklerini kaybederek sömürülmüşlerdir. Kenya’nın ilk başbakanı olan Kamau Kenyatta’ın şu sözleri yukarıdaki gerçeğe ışık tutup, desteklemektedir. “Misyonerler bizim topraklarımıza geldiğinde İncil onların, topraklar Afrikalıların elindeydi. Bize gözü kapalı dua etmesini öğrettiler. Neden sonra gözlerimizi açtığımızda, İncil bizim, topraklarımızsa onların olmuştu.”
Yine tarihe baktığımızda misyonerlerin ajan olarak Osmanlı topraklarına (son dönemlerinde) sızdıkları ve gayrimüslimleri ayaklandırma gibi faaliyetlerde bulundukları bilinmektedir. Hatta bazı misyoner ajanlar sonradan, yaptıklarını anlatan kitaplar yazmışlardır.
Alanım biraz dar olduğu için çok fazla ayrıntıya girme şansım yok ama en azından, yüzeysel geçsem de nerelere bakılması gerektiğine dair ipuçları verdim. Şu bir gerçek ki bazı şeyler göründüğü gibi masumane olmayabiliyor. Tarih bize yapılmış olanı göstererek ileride yapılacak olan şeylerin ne olduğunu anlatıyor. Güzel bir söz vardır:
“Geçmişte yaptıklarım gelecekte yapacaklarımın kanıtıdır.”