“Sizin derdiniz ne?”
STDM Genel Başkanı İbrahim Güllü konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:
Geçmişten günümüze Kürt siyasi partiler her fırsatta kaos yaratarak, gerginliği fırsata dönüştürme çabası içinde oldular.
Halkımız yinede bu gergin zamanlarda sakinliğini, soğukkanlılığını koruyarak, düzelir umuduyla vakur bir duruş sergileyerek, geçmişle yüzleşmeye dair demokratik çabalara ortak akılla çözüm üretmenin yollarını aramaya çalışmıştır.
Ama artık bu boykot ve terör olayı sınırları zorluyor gibi görünüyor ve artan şehit sayısı iyimser insanları kötümserliğe sevk ediyor.
Bağımsız milletvekillerinin Hatip Dicle bahanesi ile yemin etmeyip meclisi boykot etmeleri anlaşılır gibi değil. Sormak lazım. Sizin derdiniz ne?
Yıllar boyunca meclise girmek için yalvardılar. Şimdi ise tüm Türkiye’nin yalvarmasını bekliyorlar. Kusura bakmayın ama kimse size yalvarmaz. Siz olmadan meclis her şekilde çalışır.
Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin hukuksuz bir şekilde düşürüldüğü tartışması Diyarbakır'da yapılmaz. Eğer bir yanlışlık yapıldığını düşünüyorsanız, bu yanlışın düzeltileceği yer meclistir. Yani Kürt halkının haklarını, parti kapatmaların engellenmesini, siyasi yasakların kaldırılmasının tek çözüm yeri meclistir.
Sadece yargı kararının yanlışlığı doğruluğu üzerinden açıklamalar yapılıyor. Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesinin nedenini birazda kendilerinde aramaları gerekmez mi? Her platformda yargı kararını eleştirmek yerine, ‘’sizin terörist dediğiniz bizim için kahramandır’’ diyen birini aday gösterdiğinizde yargının böyle bir karar verebileceğini herkes gibi sizinde tahmin etmeniz gerekmez miydi? Böyle bir karar çıkabileceğini bile bile neden Hatip Dicle'yi aday gösterdiniz?
Demek ki kaos ve terör daha çok işinize geliyor. Kürt halkının size göre bir sorunu varsa önündeki en büyük engel ve çözümü tıkayan BDP ve BDP nin medet umduğu terör örgütüdür. BDP ve terör örgütü şunu hiçbir şekilde aklından çıkarmasın ki terörle, şiddetle, kanla, askerimize pusu kurmakla hiçbir yere varamayacaktır.
Artık devletinde, hükümetinde, halkında, Avrupa’nın da, ABD’nin de artık sabrını taşırıyor, nefretini kazanıyorsunuz.
Burada Kürt kökenli insanımıza da büyük görevler düşüyor. Korkunun ecele faydası yoktur. Bu şer ittifakına karşı artık güçlü şekilde yeter demenizin zamanı gelmedi mi? Sizin sorunlarınızı eli kanlı bebek katilleri ve onların piyonları mı çözecek? Onların Kürt sorunu diye bir sorunu olduğunu mu zannediyorsunuz?
BDP’e bu kadar oy alıyorsa bölge insanına verdiği korku, tehdit nedeniyledir. Terör bitirilmediği müddetçe piyonların pervasız ve densiz sözleri daha da artarak devam edecektir. Bu teknolojik çağda İsrail modelini örnek alarak yılanı ininde takip ederek başını ezmek gerekir. Nokta operasyonları düzenlenerek terör ininde bitirilmelidir. Bu teknoloji ve imkanımız vardır ve artık etkin olarak kullanılmalıdır. Terörün dağ kadrosu, şehir kadrosu ve tüm uzantıları kim olursa olsun etkisiz hale getirilmelidir. Bunun yanında teröre göz yuman, yardım eden, görevini ihmal eden içteki hain bağlantıları da ortaya çıkartılmalıdır.
BDP nin adı Barış ve Demokrasi de olsa ne barış isteğinin olduğu ne de demokrasi isteği olduğu söylem ve eylemleri ile ortadadır. Terörden kendini soyutlayamamış parti demokrasiye ve barışa hizmet edecek öyle mi?
Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz..
Tüm halkımız müsterih olsun. Eli kanlı canilerin yaptıkları yanlarına kar kalmayacaktır.