Bilirsiniz ki toplumuzda berberler ve taksiler ülke nabzının döndüğü en alttaki ve en canlı yerleridir. İnsanların dertleri, tasaları sürekli bu yerlerde dillendirilir. Tek bir görüşten ya da tek bir pencereden değil tüm görüşlerin tüm insanların uğradığı yerlerdir oralar. Misal bir berberde aynı sandalyeye ocusu da bucusu da oturur ya da bir taksi de aynı yere bir sürü insan oturur. Taksiciler de berberler de tüm gün birçok pencereden olaylara bakarlar. Çünkü gün içersinde birçok farklı insanlarla muhatap olmuşlardır.
Geçen Salı Cemal Reşit Rey’de bir etkinliğe katıldım. 7 Bölge’den 7 Tepe’ye adlı dans gösterisi. Çok güzeldi. Hatta yanımda Belarus’tan hocam ve annesi vardı. Hocam profesyonel dansçı annesi ise ressam aynı zamanda. Onlar da bayıldı gösteriye. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajans’ının destekleriyle yapılmış gösteri. Anadolu’nun bölgelerinin her birinin Anadolu’ya kattığı anlamı işlemişler. Zaten önemli olan da bu değil midir? Anadolu’yu bölge bölge ele alacağını bir bütün olarak ele almak. Gösteri de her bölge ayrı bir renk ile ifade ediliyor ve öyle danslara işleniyor ismiyle müsemma yani 7 Bölge’den 7 Tepe’ye. Ayrıca tüm bu renkleri İstanbul’da birleştirmeleri gösteriye ayrı bir anlam katmış. Gösteri de verilmek istenilen mesaj, danslar ile mükemmel ifade edilmiş. Anadolu’nun her bir özelliğinin ayrı bir renk olduğu ve kimsenin bunları birbirinden ayıramayacağını hepsinin aslında bir bütün olduğunu çok güzel ifade etmişler.
Lakin bu güzel olayı gölgelen bir olay daha yaşadım. Yukarda bahsettiğim gibi bu toplumun en hareketli olduğu yerlerden biri de taksilerdir. Bahsettiğim gösteriye gitmek için Mecideyeköy’den taksiye bindim. Taksici arkadaşla konuşmaya başladık. Nerede okuyorsunuz sorusuna üniversite özellikle de özel bir üniversite olduğunu öğrenen taksici arkadaş başladı yakınmaya. Hayırdır abi ? Deyince de başladı abi içini dökmeye ‘’ Ah ah ! Siz ne güzel gösteriye gidiyorsunuz. Burada gece 4 lerde 5 lerde gençleri nasıl zor topluyorum. Hepsinin pisliğini biz temizliyoruz. Helal olsun size ne güzel gösteriye gidiyorsunuz. Bizim de umudumuz kalmamıştı bu gençlikten artık. Her gece onları barlardan toplaya toplaya… ‘’
Ah ah! Sadece bu abinin dedikleriyle kalsa olaylar. Çoğu büyüğümüz sadece olayları kendi penceresinden bakar ya asıl pencere… Ben o pencereden bakıyorum ve inanın eğer müdahale edilmezse yarın olabilir ama ya yarından sonrası işte orası olamayacak üzülerek söylüyorum. Bizim yarınları değil yarından sonralarını inşa etmemiz gerekirken bulunduğumuz duruma bakın.
Yılbaşı yaklaşıyor. Yine Taksim yine olaylar olacak hiç merak etmeyin. Belki daha azı belki de hiç olmayacak temennim o ama olacağını tahmin ediyorum. Bizim gençliğimiz yönünü böle devam ederse gidişat maalesef çok kötü.
Hata nerede ya da kimler de bilemiyoruz ama acil çözümlere ihtiyacımız. Bazı kişiler çocuklarını eve kapatarak bazı şeyleri kestiğini zannediyorlar lakin asıl o çocuklardan her şey çıkıyor. En basit örneğini verdim bunun gibi binlerce örnek var doğru sandığımız ama aslında soruna yol açan sebepler. Doğru sandığımız ama aslında yanlışın ta kendisi olan ve gençliğimizi mahfeden hususlar.
Çözüm ne peki? Aslında çözüm çok basit ama uygulayan yok. İletişim. Her türlü sorunun çözümü iletişimdir. Konuşarak her türlü sorun çözülür. Ayrıca gençler üzerinde anahtar statü de çok önemli. Benim birçok psikologa giden arkadaşım var. Konuşuyoruz psikologlar ben ne dersem arkadaşlarıma aynı tavsiyeleri veriyorlar. Ne fark var? Anahtar statü. Para verince işin rengi değişiyor bir de. Hatta bir komedyenimizin bir esprisi var bilirsiniz ‘’ benim derdim 500 liralık ‘’ diye. Niye sorunu iletişim ile çözmek var iken bu tür oluşumlara gidiyoruz. Tamam, sorun hakikaten de çok büyüktür gidilir ama çok basit sebeplerden psikologlara gidenler var. Bu insanlar da 17, 18 ya da 19 yaşındaki insanlardan bahsediyorum. Yani bir insanın kişiliğinin oluştuğu yaşlar. Eğer bir insanın bu yaşlarda iletişim sorunu yaşarsa ilerde yaratacağı sorunlar daha büyüktür ki öyle de oluyor. Sorun şimdilik küçük görünebilir ama bunun yarını da ve yarından sonrası da var. İşte bu nokta da ailelere, öğretmenlere çok fazla görev düşüyor. İletişim kurulduğu takdirde ne sorun kalır ne bir şey ama sorun burada iletişimsizlik.
Yarından sonrasını kurmak için iletişim şart.