Ülkemizde her gün bankalar on binlerce insana kredi kullandırıyorlar. Kullandırılan bu kredilerden de ciddi karlar elde ediyorlar. Televizyonlarda sürekli dönen reklamların başında bankaların uygun kredi reklamları olması da ayrıca dikkat çekicidir.
Peki on binlerce insan neden kredi kullanma ihtiyacı hissediyor?
Neden bankalarda saatlerce sıra beklemek zorunda kalıyorlar?
Neden kredilerinin onaylanması için banka çalışanlarına şirin görünüp, koltukların kenarında oturuyorlar?
Ve neden “acaba onaylanacak mı” sıkıntısını çekmek zorunda kalıyorlar?
Cevap son derece basit;
Birikim yapma kültürünün ülkemizde henüz tam olarak yerleşmemesinden dolayı... Gerek anne ve babalarımızdan ve gerekse eğitim- öğretim kurumlarından bu konuyla ilgili çok fazla şey duymamamız, “birikim” yapmanın ne demek olduğunu öğrenmememizden dolayı…
Birikim yapmayı bilen, başaran insanların bankalardan kredi çektikleri görülmüş şey değildir. Çünkü buna ihtiyaç duymazlar. Çünkü bilinçlidirler ve geleceklerine ipotek koymak istemezler. Kazanırken kazandıklarının küçük bir kısmını bir kenara koyarlar. Hani derler ya, “çeşmeden su akarken testiyi doldurmak gerek” diye. İşte, birikim kültürü/bilinci olan herkes bu sözü iyi bilir ve testiyi zamanında doldurur. Sonuç olarak ne krediye ihtiyaç duyar ne de benzer bir finans kaynağına…
Şimdi basit hesaplamalar yaparak bir sonuca varmaya çalışalım.
İş hayatına bundan 10 yıl önce başlamış olan birisini ele alalım. 10 yıl boyunca kazandı, ihtiyaçları için harcadı, araba belki ev aldı, çocuklarını okutmaya çalıştı, bir ihtimal sadece bir kez tatil yaptı, cep telefonunu değiştirdi, zaman zaman eşyaları yeniledi, vs. vs… Ama bir şeyi yapmadı, akıl etti belki ama yapmadı. BİRİKİM!
İşte bu yüzden banka kredisine ihtiyaç duydu. İşte bu yüzden geleceğine ipotek koydu. İşte bu yüzden 3 alıp 5 vermeye razı oldu.
Peki, iş hayatına bundan 10 yıl önce başlayan kredi zede bu kişi şunu yapabilir miydi?
İlk kazancını elde etmeye başladığı zaman, her sabah kalktığında yüzünü yıkarken aynada kendisine günaydın dedikten sonra, cüzdanından 5 TL çıkarıp bu parayı geleceği için boş bir kavanoza koyabilir miydi?
Elbette koyardı. Koysaydı ne olurdu?
5TL x 30 gün = 150 TL Bir ayda birikecek olan para…
150 TL x 12 = 1.800 TL Bir yılda birikecek olan para…
1.800 TL x 10 yıl = 18.000 TL 10 yılda birikecek olan para…
Akıllı davranıp bu parayı değerlendirmeyi de başarsaydı. En kötü ihtimalle banka faiziyle bile bu para 10 yılda minimum 2 katı olurdu. Bu durumda 36.000 TL gibi küçümsenemeyecek bir birikime ulaşırdı ki, ne aklına kredi gelirdi ne de geleceğine ipotek koyardı.
Fakat günde 5 TL’yi 10 yıldır nerelere harcamadı ki? Sigaradan bahsetmeyeceğim şimdilik ama cep telefonundan tutalım da evin elektriğine kadar biraz tasarruf edip günde 5 TL’yi o kadar kolay o boş kavanoza atabilirdi ki…
Ama şimdi bankada, saatlerce sıra beklemek zorunda, şirin görünüp koltuğun kenarına oturmak zorunda ve hala “acaba onaylanacak mı” diye düşünmek zorunda…
Günde 5 TL ile geleceğinizi kurtarabilirsiniz…
Geleceğinize ipotek koymadan önce iyi düşünün. Şimdiden sonraki 10 yıllar için harekete geçin.
Taner BOZKURT
Uzman Güvence Danışmanı
-
-
-