Yazarımız sıddık Bey yeni yazısında Recep Tayyip Erdoğan bir projemi herkes merak ediyor yazısının 2. bölümünü sizlerle paylaştı.

Sevgili okuyucularım, 2. Bölüme hoş geldiniz.  1. BÖLÜM Okumak için Tıkla..

Evet, Erbakan Hoca ve kendini milli hisseden bu kişiler yapılan toplantı sonucu bir karar varmışlar ve 3 isim belirlemişlerdi. 1. Etap en zor olanı idi ve bu etabı Recep Tayyip Erdoğan kabul etti. Yani, 1. Etap Fetö ve Gladyo’nun yani derin devletin ortadan kaldırılması idi. İş zordu çünkü onları ortadan kaldırmaya çalışırken sen de ortadan kaldırılabilirdin. Neticesinde Tayyip Erdoğan, bu konuda verdiği mücadelesi sırasında birçok suikast girişimini atlatmıştır.

  1. ve 3. kişiler sır olarak kaldı çünkü onlar kendi zamanları geldiğinde ortaya çıkacaktı. Tayyip Erdoğan mücadeleye başladı ve zorlu süreçlerden geçerken ortalık resmen av ve avcılardan geçilmiyordu. Nedeni ise hiç kimse kimin kim olduğunu bilmiyor, herkes birbirinden şüphe ediyordu. Bu esnada dinlemeler başladı. Yeni bir ekip kuruldu ve güvenilir, milli olan kişilerden oluşan bu ekip takipler ve araştırmalara başladı. Ancak, birilerini tahmin etmek mümkün değildi çünkü her şey iç içe geçmişti.

Neyse, kısa geçecek olursak, bir taktik izlendi ve önce Gladyo yani derin devlet hedef olarak belirlendi. Bunları devre dışı bırakmak için Fetö kullanıldı. Yani amiyane tabirle halk deyimiyle "iti ite kırdırmak" taktiği uygulandı. Fetö ile yakın durularak, "dostunu yakın tut ama düşmanını daha yakın tut" mantığı ile derin devlet deşifre oldu ve Fetöcüler tarafından devre dışı bırakıldılar. Çünkü onların da hedefi derin devletin yerine geçmekti ve derin devlet operasyonu başladı.

Hatırlayın o günleri, derin devleti Ergenekon adı altında topladılar ve hatta bazılarını yeni tarihli gazetelere sarılmış deliller aracılığı ile aldılar. Hükümet bu konuda çok eleştirildi. Medyada ve haberlerde sürekli bu konular işlendi. Malum, Fetöcüler çok hevesliydiler, onların yerine geçmeye ve yıllardır bunu bekliyorlardı. Dolayısıyla, her yol mubah mantığı ile hareket ettiler. Hükümet ise yanlarında gözükerek izlemekle yetindi çünkü istediği oluyordu.

Sonuçta, plan o doğrultuda devam etti ve istenilen oldu. Derin devletin yerine Fetöcüler yerleşti. Bir müddet böyle devam etti, hatta "gel hocam"larla Fetö'ye davet yapıldı ve halk tarafından, daha doğrusu Tayyip Erdoğan’a düşman edilen halk kesimi tarafından bu tarz davetler sıklıkla kullanıldı.

Bu defa da bu yapıyı ortadan kaldırmak gerekiyordu ama bu oldukça zor oldu. Hala tam olarak bitmiş değil çünkü o kadar fena gizlenmişlerdi ki tamamen deşifre olmaları mümkün değildi. Neticede, bu yapı 70’li yıllarda ve Fetö 20’li yaşlarda iken devlet içine yerleşmiş, yabancı istihbaratlar tarafından kullanılan kişiler aracılığı ile bu istihbaratlar ile tanıştırılmış ve bir dizi eğitimden geçtikten sonra faaliyete başlamıştı. Bu nedenle de o yıllardan bu yana sinsice her yere yerleşmişlerdi, ayıklanmanın imkanı yoktu.

Derken, artık diğer ekibin yerine yerleştiklerini düşünülürken bu yapıya bir istihbarat uçuruluyor ve artık her yerde biz varız, darbeyi yapalım ve Hoca Efendi’yi zamanında İran şahını devirerek yerine uçakla getirilen Humeyni’nin getirildiği gibi Fetö'yü getirelim planı devreye girdi. Ama bilmedikleri ise hükümeti yönetenlerin enselerinde oldukları, sadece hepsini tespit edemiyor olmalarıydı.

Efendim, bu kontrollü darbe idi. Kontrollü veya değil, sonuçta hükümet biliyordu ve bazen yakalanan küçüğü en büyüğü yakalamak için serbest bırakan polis gibi devlet serbest bıraktı ama kontrolü bırakmadı çünkü hepsinin bu vesile ile ortaya çıkması idi. Devamı için biraz daha sabır...