Eşsiz önder , büyük devlet adamı ve bir dahiyi kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz.

Hayatını milletine adayan ulu önderin yokluğunu her gün daha çok hissediyor ve kendisini daha çok arıyoruz.

 

Yokluk , kıtlık , imkansızlıklar içerisinde halkı için verdiği mücadele tüm dünyaya ders olmuştur.İşgal ve zulüm altındaki toplumlara ışık olmuş , çıkış yolu göstermiştir.Milletine en uygun idare biçimi olarak cumhuriyeti kurmuş devrimleri gerçekleştirmiştir.

 

Cumhuriyeti gençliğe emanet etmiş “bütün ümidim gençliktedir.” demiştir.Gençliğe hitabesinde  “Ey Türk gençliği ! birinci vazifen ,Türk istiklalini , Türk cumhuriyetini , ilelebet ,muhafaza ve müdafaa etmektir.” diyerek gençliğe ne kadar büyük bir görev verdiğini ve ne kadar güvendiğini göstermiştir.

 

“Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça  , savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin , o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür.” diyen Atatürk milletine başöğretmenlik yapmıştır.

 

Milletine hep güvenmiş ve inanmıştır.Büyük Türk milletinin bir ferdi olmaktan gurur duyarak “Ne mutlu Türküm diyene” demiştir.

 

Sağlığını hiçe sayarak son günlerinde bile milleti için çalışan büyük ataya layık nesiller olmalıyız.Biz Atatürk gençleri her zaman uyanık , ülkemizi yıkmaya yönelik oyunlara karşı tetikte olmalıyız.Geçmişte vatanımıza uzanan namert elleri nasıl kırdıysak , bugünde o elleri kırmalıyız.Atatürk’ün  Bursa nutkunda “İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği” dediği gençler olmalıyız.

 

Atatürk’ün belirttiği gibi muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.