SREBRENİCA
Gürhan Gürses
8372 kişinin cesedine ulaşıldı bugüne kadar.
12 bin kayıptan bahsediliyor.
Binlerce mezar taşı.
Hepsi beyaz.
Hepsi saf saf... Ekrana yansıyan mezarlık görüntüsü yüreğimi
sıkıştırıyor ruhumu mahvediyor. Uzay çağında hala böyle soykırımlar
yapılıyor ve ne yazık ki kendilerini medeniyetin ta kendisi gören bir kıtada
oluyor bütün bunlar!
Bosna’da yüz binlerce insan öldürüldü.
Önce yaşadıkları yer güvenli bölge ilan edildi ve sonra ellerinden
silahları alındı. Onların silahları alındı Sırpların değil!
Tüm dünya seyretti önce, insanlar açlıktan kırıldı sonra. İlaçsızlıktan
öldü bir bir. Sonra katledildi tek tek; erkekler yok edildi, kadınlara tecavüz
edildi. Çocuklar delik deşik edildi. Bu filmin cereyan ettiği yer Avrupa’nın
tam kalbi, Bosna! Yönetmenler belli, filmin kahramanları belli, filmin
figüranları, mağdurları ve mazlumları Bosnalılar.
Birleşmiş Milletler Srebrenica'yı güvenli bölge ilan etmiş
olmasına karşın 400 silahlı Hollanda barış gücü askerinin varlığı katliamı
önlememiştir. Srebrenica katliamı II. Dünya Savaşı'ndan bu yana
Avrupa'da gerçekleşmiş en büyük toplu insan kıyımı olması ve Avrupa'daki
hukuksal olarak ilk kez belgelenmiş soykırımdır. Tüm bu olan biteni
Avrupa seyretti utanmadan, bütün dünya acımadan temaşa etti. Ölenler
kendilerinden olmadığı için, ölenler Müslüman olduğu için, ölenler masum
olduğu için. Dur diyemediler ya da demediler. Bu katliam Avrupa’nın
alnında siyah bir leke olarak sonsuza değin duracaktır.
Bugün Suriye’de Filistin’de, dün Irak’ta, Afganistan’da, Cezayir’de,
Bulgaristan’da... Ölenler kimlerdi. Ve bundan sonra ölecek olanlar
kimlerdir?
Ah yaralım, ah Doğulum, ah Müslüman’ım!
Bugün Srebrenica soykırımının 19. yıldönümü. Allah katledilen
Bosnalılar rahmet etsin, katleden canileri de hak ile yeksan etsin.
Avrupa’nın göbeğinde on binlerce, yüz binlerce insan göz göre göre,
vicdan yok edile edile, şefkat siline siline toplu olarak öldürülüyor ve
herkes kör oluyor bu katliamlar sırasında.
Ah İslam! Ah Müslümanlık! Bu kadar mahzunluk, bu kadar
gariplik, bu kadar yalnızlık, bu kadar sahipsizlik bir sana reva görülmüş
yeryüzünde. Ölen Müslüman olsun, önemi yok Avrupalının gözünde. İtibarı
yok dökülen kanının, ölen çocuğunun acıma hissi onların yüreğinde yer
etmiyor, tecavüz edilen kadın onların gelişmiş hak hukuk sistemlerinin
ışında kalıyor, toplu öldürülen erkekler onların insanlığında yer kaplamıyor.
Ah Bosnalım! Tek dişi kalmış canavar, ısırıyor etini, kırıyor kemiğini,
alıyor canını. Kadın erkek çocuk yaşlı demiyor, bir sırtlan gibi, bir timsah
gibi saldırıyor üzerine. Katlediyor acımadan, gülerek yok ediyor, bütün
âlemin gözünün içine bakarak pis pis sırıtarak yakıyor bedenini.
Akif ifadesiyle haykırmak lazım bütün akvamı beşere “...gösterdiği
vahşetle 'bu: bir Avrupalı' Dedirir.” Vahşetin asıl sahnelendiği yerdir
Avrupa. Medeniyetin beşiği değildir, insanlığın hak arama, hak verme
yeri değildir. Bunlar hep hikâye, bunlar hep masal. Bizler cadının güzel ve
sahte yüzüne kanıyoruz. Gerçek yüzü maske altında, gözleri ağzı burnu
kocaman olan kurdun sözlerine kanıyoruz. Fırsatını bulsa parçalayacak
bizden olanı, yiyecek bizleri, asacak bir kalemde, yakacak bir çakımda,
vuracak bir tetikte. Medeniyetin yamyamları Avrupa’da, tamtam çığlıkları
eşliğinde dünyanın yüz karası olan Srebrenica' da. Avrupa aynaya baksa
kendi korkunç ve çirkin yüzünü görecek ve insanlığından utanacak. Lanet
edecek karnında husul eden bu vahşete, günah çıkartacak belki de.
Bir masum kız çocuğu vardı Srebrenica’da. Kurşuna dizilenleri
görür küçük gözüyle. Ve büyük yüreğiyle bütün dünyanın yüreğine tesir
edecek olan şu sözü sarf eder bütün masumiyetiyle: "Çocukları küçük
kurşunlarla mı vururlar anne"
Unutabilirseniz unutun bu sözü
Canlandırın hafızanızda olan biteni
Anlamaya çalışın onların yaşadıklarını.
Unutmayın unutturmayın Srebrenica’yı.
Bu soykırım 11 Temmuz 1995 yılında Yugoslavya iç savaşı sırasında
yapılmıştır. Sırp ordusu General Ratko Mladiç tarafından en az 8372
Boşnak burada katledilmiştir. Katliamda bir kısım kadın ve çocuğun da
öldürüldüğü, belgelerle kanıtlanmıştır. Bosna Sırp ordusunun dışında
katliama "Akrepler" olarak tanınan Sırbistan özel güvenlik güçleri de
katılmıştır.
“Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.” Bu yüzden masum
savunmasız silahsız
insanları öldürüyorsun. Rezilsin ondan böyle savunmasız insanları
katlediyorsun. Kirlisin ve leş gibi kan kokuyorsun. Ruhun çürümüş
ceset gibi bu yüzden insan değilsin. Sana insan demeye dilim varmıyor,
canavarsın.
Ah Bosnalım!
Ah karalım!
Acın acımdır bugün!
Bilge Aliya şunu dememiş miydi: “Bosna Türkiye’ye emanettir
bundan sonra!” Emanete sahip çıkmak gerek bundan sonra! Destek
vermek, kol kanat germek, yanlarında olmak, acılarını paylaşmak,
sevinçlerine ortak olmak lazım.
Bosna emanettir bize.
Yorumlar