Telekom’un verdiği hizmetlerden memnun olmayan ve özeleştirmeden sonra hizmetlerin daha da yavaşlaması ve pahalanmasından şikayetçi olan arkadaşıma:

   

Telekom’un özelleşmesinde ;

 

Zaten geç kalınmıştı …

Sattık, Türkiye kazandı …

Sırtımızdaki kamburdan kurtulduk …

 

Keşke …

Keşke böyle diyebilseydik !

Peki böyle değilse durum nedir ?

Türkiye cumhuriyetinin;

En fazla istihdam sağladığı,

En fazla kar elde ettiği ,

En stratejik kurumunu ,

Yaklaşık 3 yıllık kârına elden çıkardık değil mi ?

Yani altın yumurtlayan tavuğu kestik …

Yalnızca Telekom olsa yine iyi …

Tüpraş , Sümerbank , Petkim , Tekel ve daha yüzlercesi …

Yükte ve pahada ağır ne varsa verdik.

Biz yiyemedik siz yiyin dedik.

Babalar gibi satarım diyerek sattık.

Birçoğunu ihaleye bile çıkarmadan verdik !

Durmak yok yola devam dedik !

 

Türkiye kadar güzel bir ülke var mı dünyada?

Üç tarafı denizlerle çevrili.

Güneş var , Su var , Toprak var , Her şey var.

Ama milletimiz aç !

O zaman ne yapalım ?

Bütün kurumları satıp açlığımızı giderelim .

Yada

Bu kurumları adam gibi çalıştıralım .

Hangi şıkkın seçildiği ortada …

Bu kadar zengin bir ülkede insanlar açlık sınırında yaşıyor ?

Bizlerde falanca futbol maçında attığımız üç beş golle avunuyoruz.

Dağıttığımız kömür , yağ , şekerle milleti dilenci yapıp sadaka kültürüne alıştırıyoruz.

 

Unutmayalım ki !

Bir devletin, en geniş kapsamlı haberleşme ağını satması demek, istihbaratını ve güvenliğini satması demektir.

Cumhuriyet döneminin birikimleriyle kurulmuş, Türkiye ekonomisine devasa altyapıları ile büyük katkıyı sağlayan kurumlar , yabancı tekellere İMF 'nin talimatları doğrultusunda satılırken ; birkaç meslek örgütü ve birkaç duyarlı gazete dışındaki , büyük medya kartelleri  bu yağma ve talana alkış tuttuk.

Şimdi neden ağlıyoruz …

Kendi düşen ağlamaz  değil mi ?