Başarı üzerine bir yazı yazmak isterdim ve bu yazının başlığı olarak da 3 E KURALI olurdu büyük bir ihtimalle… Son dönemin trendine uygun olarak,
“Amanini amanini amanini yandım
Tiridine tiridine tiridine bandım
Bedava mı sandın para vidim aldım” tripleri eşliğinde önüne gelen yazı yazıp kitap basıyor ve hitap ederek millete akıl satıyor. Şimdi bizim neyimiz eksik dercesine bakıyorsunuz tip tip. Haklısınız vesellem. Size söyleyecek sözüm yok. Biz de yazarız, biz de nutuk çekeriz, biz de hep olumlu konuşur negatif limanlardan pozitif sulara doğru yelken açarız.
Alimallah burcumuza uygun olarak boğa gibiyiz. Yükselenimiz ise başarı merdivenlerini eli cepte geçenler olup her konu hakkında modern Polyannacılığı mükemmel şekilde oynayanlardır. Bunu pazarlayabilen ve satabilen nice kurtlar vardır ki sağdan soldan topladıkları artık anonimleşen hikâyeler eşliğinde bizlere yol göstermektedirler. Bunlar kurt ise okuyucuda “Kırmızı Başlıklı Kız”dır.
Başarının üç anahtarı şeklinde bir anlatı duydum yarenlerin ağzından bir gün. İnanın çok güldüm ve bunu bir şekilde sizinle paylaşmak istedim ve dikkatinizi de bu yöne çekmek istedim. Artık kişisel gelişimini tamamlamış bir toplumuz. Dergiler, seminerler, kitaplar, hitaplar, hariçten okunan gazeller bizleri olgunlaştırmış olup yaşamımızı da bayağı kolaylaştırmıştır. Yaşam koçluğu güzel; hepimiz koç gibi oluyoruz maşallah. Mentorunuz iyiyse vallahi grip bile olmuyorsunuz. Sürekli bir pozitif enerji üflüyor size… Artık Ortaasya’dan, Rusya’dan, İran’dan doğalgaz almamıza gerek yok, bundan daha fazla gazı bu şekilde üretebiliyoruz. Hani ne demişler; “ Türk gibi başla Alman gibi bitir.” Dünyada bizden daha iyi başlayan yoktur, sonucunu lütfen sormayın!
Doğulu olduğu şivesinden belli olan bir hemşerimiz televizyona çıkar bir gün. Burada katiyen kimseyi küçük düşürme ya da bu kişi ile ya da şivesi ile saraka geçme yoktur. Bunu ilan ederim net bir şekilde…Başarı üzerine konuşur habire…Bizimkilerde yakalamışlar güzel abimizi konuşturmak için soru üstüne soru sorarlar…En son abimizi şunu beyan eder hemen: “Hayat felsefem üç şey üzerine kuruludur. Olmazsa olmazlarıdır yaşamımın. Ben buna 3-E KURALI adını koymuşum kendimce. Başarımın ardındaki gerçek budur açıklıyorum işte! Nedir diye soracak olursanız eğer bu 3-E KURALI diye… Şudur derim naçizane… EKONOMİ, EHLAK, EDALET… İşte başarımın sırrı…”
Bundan sonrası size kalmış gülebilirsiniz de, adamın samimi ifadesini yaşamınızın serlevhası bilip taşıyabilirsiniz de.
Şimdi, kimse kalkıp da; “Bu abimiz, kişisel gelişimini tamamlamamış.” diyemez! Bal gibi de tamamlamıştır kanımca!
Seçimin yaklaştığı bugünlerde siyasilerin ki siyasileri ceylan avına çıkmış aslan olarak teşbih ediyorum ve onların bir ceylanın peşine koşar gibi düştüğü halkımızın önemle üzerinde durması gereken üç ana başlığı sizlere zarf olarak attım. Artık aslan avı yakaladıktan sonra arkadaş mı olur, yaren mi olur, üzerine afiyet mi olur, sofrasına ziyafet mi olur, yaşamına sefahat mi, yoksa sefalet mi olur bilmem.
"İdeolojiler insan idrakine giydirilmiş deli gömlekleridir" diyen Cemil Meriç’e selam olsun.
3- E kuralınızı asla unutmayın. Kaydedin hafızanızın masaüstüne… İdeolojiden mideolojiden uzak sadece; “ehlak, edalet ve ekonomi”ye dayanan bir sistem olup yaşamınıza renk, zevk ve denk güç katacaktır.
Bir tribün havası ile üçlü çektirmek isteyenlere malzeme olsun.
“Ehlak; yaşa var ol
Edalet; yaşa var ol
Ekonoımi, yaşa var ol” diye… Alın size seçim malzemesi… Alın size kişilerarası geçim muhaberesi…
“Ehlak edalet ve ekonomi” den uzak olan ve bu söylemi dile getirmeyen, ifade etmeyen, zikrinde fikrinde buna sirayet etmeyen, kıyısında köşesinde bununla rabıta kurmayanlardan uzak durun.
Bu bir kişisel gelişim yazısı olup -siyasal değil- tarafımdan bizzat kaleme alınmıştır