Her yıl Mayıs’ın 6’sı geldiğinde Türkiye’nin yaralı yüreği bir kez daha kanıyor. O gün Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan Ankara’da idam edildiler. Yıl 1972 idi… Türkiye 12 Mart faşizminin pençesi altında kıvranıyordu.
Ülkeyi “gençlik cehennemi” haline getirenler, gençlik önderlerini pusulara düşürüp kurşunladılar. İşkencelerde öldürdüler. Sağ ele geçirdiklerini de idam ettiler. Kalanlarını da hapishanelerde çürütmek için ağır cezalara mahkum ettiler.
Gençleri imha etmek isteyenleri bugün kimse hatırlamıyor. Bazıları öldüler,bazıları ise“yaşayan ölüler” nüfus sayımlarında 1 kişi olarak kayıtlara geçiyorlar, o kadarlar işte…
Deniz Gezmiş, Mahir Çayanve arkadaşları ise ölümlerinden, yirmi yıl, otuz yıl, kırk yıl sonra doğanların ellerinde bayrak olarak üniversitelerde dalgalanıyorlar. Grevlerde, direnişlerde, öğrenci eylemlerinde mücadele ruhu olarak yer alıyorlar. Kitapçıların raflarında onların hikayeleri sıralanıyor, gelecek kuşaklara yol gösteriyorlar.
Mesela Ozan Yayınları’ndan çıkan ve bugün dağıtıma verilen Vehbi Bardakçı’nın “Ağlasın Gökyüzü” adlı kitabı bir Deniz Gezmiş romanı olarak yazıldı. Büyük bir heyecanla okunuyor.
Yazar Turhan Feyizoğlu 68 Kuşağı’nı ölümsüzleştirdiği geniş bir kitaplık oluşturdu:
*İBO/İbrahim Kaypakkaya.
*SİNAN/Nurhak Dağlarından Sonsuzluğa.
*DENİZ/Bir İsyancının İzleri.
*MAHİR/On’ların Öyküsü.
*İKİ ADALI/Hüseyin Cevahir-Ulaş Bardakçı.
Bu gençlik önderlerini yok ettiklerini sananların adlarını sanlarını bilen var mı?
Boşuna ölümü göze almadılar, tarih onları haklı çıkarttı:
-Denizler yaşıyor!