AKP Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan Pazar günü günlerdir hazırlandıkları Kazlıçeşme mitinginde konuştu. Aynı meydanda bir gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu seçmenlerine seslenmişti.

Alandan canlı yayın yapan televizyon muhabirleri şöyle diyorlardı:

-Hangisi daha kalabalıktı? CHP’nin dünkü toplantısı mı, AKP’nin bugünkü toplantısı mı? Öyle görünüyor ki, bu durum bir süre tartışılacak!

Bu minik ayrıntı bile AKP’nin artık eski AKP olmadığının bir göstergesidir. Bundan önceki seçimlerde böylesi kıyaslamaların sözü bile edilmezdi.

Miting kalabalığı o kadar önemli değil. Önemli olan bu kalabalıklara ne söylendiğidir. Özellikle de Tayyip Erdoğan’ın ne söyledi…

Erdoğan’ı 2002 Seçimleri öncesinde bu meydanda izlemiş ve ertesi gün Akşam gazetesindeki izlenimlerimde şöyle yazmıştım:

-Bu miting ancak 12 Eylül öncesi mitinglerle kıyaslanabilir!

Erdoğan iktidarda sekizinci yılını geride bıraktı. Bunca zaman geçtikten sonra döndü geldi, 12 Eylül öncesinin militan sağının paslanmış silahını omuzladı!

Alana getirdikleri devasa Türk Bayrağını kitle üzerinde dalgalandırırken Erdoğan “Türkçü damara” basarak diyordu ki:

-Bu bayraktan rahatsızlık duyanlar var!

-Yuuuuhhhhh!

-Renginden rahatsız olanlar var!

-Yuuuuhhhh…

-Yıldızından rahatsız olanlar var!

-Yuuuuuhhhh…

Ezan susmaz bayrak inmez!

Militan Türk sağcılığının 12 Eylül öncesindeki en fiyakalı sloganı bu idi…

Sanki ezanı susturmak, bayrağı indirmek isteyenler varmış gibi… Biliyorlardı öyle olmadığını ama çatışmacı ortamdan beslenmek için körüklüyorlardı. Bu kör gidiş sonunda gelip 12 Eylül’e dayandı.

Erdoğan onca reformdan sonra bu paslı silaha muhtaç hale geldiyse, gelecek günlerde işi zor demektir.

Ezan’ı da Sakarya’da kullandı. Eline aldığı bir kağıdı sallayarak “CHP camileri kapattı” dedi.

Sözünü ettiği dönemde Kemal Kılıçdaroğlu henüz dünyaya gelmemişti…

Bu yaptığının bir adı var tabii: Kara propaganda!

Karala gitsin…

Ancak “ezan-bayrak” ikilisiyle siyasi kariyerinin geleceğini görmek istiyorsa, başını geriye çevirmelidir. Milliyetçi Cephe Hükümetlerinin ülkeye kan gölüne çevirdiği 1970’li yılların ikinci yarısından hangi lider karlı çıktı, bir baksın…

Erdoğan 2002’de Kazlıçeşme’de demokrasi için umut vaat ediyordu. 2011 Kazlıçeşme’sinde ise karamsarlık servis etti.