Merhaba sevgili okuyucularımız

Şimdi anlatacağım bu olaylarda kimin suçlu olduğuna ben karar veremedim o yüzden sizlerle bunu paylaşıp kararı sizlerin vermesin istiyorum ama diyeceksiniz ki kardeşim önce konuyu anlatsaydın doğru ,biz konuya dönelim son zamanlarda gündemi fazlasıyla meşgul eden ama halk arasında fazla dillendirilmeyen bir konu “Palmiyeler” belki bir çoğunuzun haberi yok ama güney sahilleri olan Alanya Antalya Belek gibi sahil bölgelerinde son yıllarda özellikle belediyeler tarafından fazlaca alınan marifet miş gibi şehirlerin göbeğine dikilmeleri gözlerde kaçmadı ve herkes kendi kendine de olsa şöyle dedi.Valla yine birileri köşeyi döndü belediyeler birilerine çanak tuttu dendi ben çok duydum bunları ancak tam olarak böyle değildi.Aslında bi kaç belediye yapınca diğerleri de dedi ki ,ya falanca belediye yaptı madem bu  kadar ucuz biz neden yapamayalım ,falanca belediye göz boyuyor da biz neden boyamayalım düşüncesiyle hepsi yaptı ,bi tanesi de çıkıp ya ucuz etin yahnisi yavan olur deyip bir araştırma yoluna gitmediler ve hepsi bu boy boy palmiyelerle boy boy hava attılar.Ama şu andaki durum hiç ama hiç parlak değil her yer (KPB) “KIRMIZI PALMİYE BÖCEĞİ” denilen bir böcek mevcut yani ekilen palmiyeler zara gördüğü gibi halihazırda kendi palmiyelerimizde aynı zararı görecek ve bu palmiyeler mısırdan geldi 50 dolara ve burada belediyelere 150 -200 dolara satıldı bazı özel şirketlere otel gibi yerlerede 500-1500 dolara satıldı tabi rant bu hem de ne rant yüzlerce adet palmiye ,üstelikte adamlar ölmek üzere olan palmiyeleri atıp yakmak yerine sattılar bizlere,bunlar buralara belediyeler tarafından dikildiği zaman acizane ben çok söyledim biz dedim arap ülkesimiyiz de bu palmiyeleri diktiler dedim hatta neden portakal ,mandalin dikmezler,bazen bi çocuk geçerken alır verirsin sevinir diye konuştuk arkadaşlarla ve yazacaktık ta hatta bu konuyla ilgili kısmet bugüneymiş.Bu palmiyeler ile ilgili çalışmalar başlamış bazılarının başları kesilmiş üstü örtülmüş ,ilaçlamalar yapılıyor ama bunlar kesin çözüm gibi gözükmüyor umarım aşağıdaki bilgiler faydalı olur çünkü bu problemler uzun zamandır var ve araştırmalar yapılmış.İşte her iş böyle yapılıyor ,vatandaşın parası har vurup harman savuruluyor.sonrada katkı payları ,emlak vergileri,su paraları,çöp vergileri vs artırılıp duruyor eee napacaklar başka bu Zaralar nerden çıkacak başka kalın sağlıcakla.

-------------------------------------------------------------------------------

 

 

 

 

Kıbrıs Türk Biyologlar Doğayı Araştırma ve Koruma Derneği, yaptıkları tüm uyarılara rağmen Rhynchophorus ferrugineua (kırmızı palmiye böceği)'nin KKTC'ye getirildiğini kaydederek, sivil toplum örgütlerinin söylemlerine değer verilmesi gerektiğini, aksi halde felaketler yaşanacağını bildirdi.

Dernek Yönetim Kurulu adına yazılı bir açıklama yapan Başkan Niyazi Türkseven, tamamen toplum ve çevre yararına, gönüllü çalışan ve olaylara bilimsel yaklaşan Bio-Der'in uyarılarının hiç dikkate alınmayarak, göz göre göre kırmızı palmiye böceğinin ülkeye girişine neden olunduğunu belirtti.
Türkseven, soruna yol açan özel kişi, kurum ve kuruluşları, bu zararlıya karşı biyolojik ve kimyasal mücadeleye çağırdıklarını ifade ederek, aksi takdirde hurma ve palmiyelerin yok olacağına işaret etti.

Türkseven, Dernek olarak Milli Park'la ilgili de uyarılar yaptıklarını belirterek, "Umarız ki, yetkililer, Kıbrıs Türk Biyologlar Doğayı Araştırma ve Koruma Derneği'nin uyarılarını, yarın geç kalmadan dikkate alır" dedi.

Kıbrıs Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı (KEMA), hurma ve palmiye ağaçlarının kurumasına neden olan kırmızı palmiye böceğinin ülkeye getirilmesinde Tarım Bakanlığı'nın sorumlu olduğunu kaydetti.
KEMA, Kıbrıs'ta bulunmayan ve ağaçların yok olmasına sebep olan kırmızı palmiye böceğinin, son yıllarda ithal edilen hurmalarla ülkeye geldiğini belirtti ve "Tarım Bakanlığı'nın hurma ağacı ithaline izin vererek, bizde bulunmayan bir böceğin ülkemize gelmesine sebep olması, önemli bir olaydır ve çok ciddi bir zarardır" dedi.

KEMA ayrıca, yetkilileri, asmalarda ölümcül zarar yapan "filoksera" riski konusunda da uyardı ve bu zararlıların ülkeye sokulmasını önlemek için konunun en kısa zamanda masaya yatırılması gerektiğini kaydetti. KEMA, filokseranın KKTC'ye getirilmesi halinde, mevcut tüm asmaların kısa bir zaman içinde yok olacağını belirtti.

KEMA Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Orhan Aydeniz, yaptığı yazılı açıklamada, zarlıların ülkeye girişini engellemek konusunda, hükümetin konuyu mutlaka masaya yatırması gerektiğini ifade etti ve hurma ve palmiye gibi gövdesi bir çok hastalık ve böceklerin barınmasına elverişli olan ağaç ithal edilmesinin sakıncalarının dikkate alınmış olması gerektiğini kaydetti.

Sadece ihracatçı ülkeden gelen belgeye bakarak, ağaçlarda herhangi bir zararlı bulunmadığına karar vermenin de yanlış bir uygulama olduğunu belirten Aydeniz, hurma ağacı ithaline izin verilirken, ilgili dairedeki bitki korumacıların görüşlerinin alınması gerektiğini söyledi.

Affedilemeyecek bir ihmal
Uyarıların yetkililer tarafından dikkate alınmadığını savunan Orhan Aydeniz, "Hele zamanında bu konuda yapılan uyarılarının dikkate alınmaması, ilgililerin sorumluluğunu daha da artırmaktadır. Zararlının yayılışının takip edilmemesi, affedilemeyecek bir ihmaldir" dedi.

Asmalarda ölümcül zararlılar konusunda uyarı
Asmalarda ölümcül zarar yapan filoksera riski konusunda da Tarım Bakanlığı'nın hata yapmakta olduğunu ileri süren Dr. Aydeniz, "Halen yapılmakta olan çok ciddi bir hata da, asmalarda ölümcül zarar yapan filoksera riskini dikkate almadan, Tarım Bakanlığı'nın, bu hastalığın bulunduğu ülkelerden üzüm ithaline izin vermesidir" diye devam etti.

Aydeniz, "Filokseranın KKTC'ye getirilmesi halinde, mevcut tüm asmalar kısa bir zaman içinde yok olacaktır" dedi.

Dünyada bitki karantinasına çok büyük önem verilir
Dıştan yeni böcek ve hastalıkların gelmemesi için, bütün dünyada bitki karantinasına çok büyük önem verildiğini belirten Orhan Aydeniz, "Bu güne dek hiçbir konuda yapılan hataların ve ihmallerin üzerine gidilmediği için, kayıp ve zararların önü alınamıyor" ifadelerini kullandı.

Kırmızı palmiye böceğinin yayılışına da değinen Aydeniz, şunları anlattı:
"İlk defa 1980 yılında Malezya'da hindistancevizi ağaçlarında görülen bu böcek, 1985 yılında Suudi Arabistan'a, buradan da ihraç edilen hurma fidanları ile Birleşik Arap Emirlikleri'ne ve 1994'te Mısır'a sıçradı. 1996 yılında Mısır'dan ihraç edilen hurma ağaçları ile İspanya'ya bulaştırıldı. 1999 da İsrail'de görüldü. Son yıllarda Mısır'dan ithal edilen hurma ve palmiye ağaçları ile de KKTC'ye getirildi ve ağaçların kurumaya başlaması ile 2007 yılında da böceğin ülkemize bulaştığı anlaşıldı. Görüldüğü gibi zararlı böcek, hurma ve palmiye ihracatı ile yayılmıştır. Bu nedenle çevremizdeki olayların dikkate alınması ve Mısır'dan ağaç ithaline izin verilmemesi gerekirdi."

 

 

 

 

10.Kasım.2007 

 

 

Adana Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı Çelmeoğlu: "Kırmızı Palmiye Böceğine Karşı Tedbir Almakta Geciktik"

 

 

İtirafı Çelmeoğlu Yaptı: Koruyamadık! Adana´nın sembol tabiat varlıklarından palmiye ağaçları bir bir yok oluyor. Kırmızı palmiye böceği´nin zararlı etkisiyle kentteki 3 bin palmiyeden 300´ü kurudu.

 

 

14.Aralık.2006 (aa)

 

 

Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, yaptığı açıklamada, kent genelinde binlerce palmiye bulunduğunu, ancak bunların ''kırmızı palmiye böceği''nin verdiği zarar nedeniyle ölmek üzere olduğunu söyledi.

 

 

Palmiyelere zarar veren böcekleri ''feromon tuzakları'' ile imha etmeye çalıştıklarını belirten Durak, yaşanan sorunun ise sadece Türkiye'nin değil, İspanya, Fransa ve İtalya gibi Avrupa ülkelerini de kapsadığını kaydetti.

 

 

Sorunun çözümü için bu ülkelerle birlikte hareket etme kararı aldıklarını anlatan Durak, mücadelenin tamamlanmasına kadar da yeni fidan ekiminin durdurulduğunu bildirdi.

 

 

Durak, Büyükşehir fidanlığında çok sayıda palmiye fidanı bulunduğunu ifade ederek, şunları söyledi:

 

 

''Fidanlığımızda palmiye fidanları var, ancak dikmiyoruz. Onun yerine şimdilik, az su ihtiyacı bulunan harnup, İsrail kauçuğu gibi fidanlar dikiyoruz. Eğer, böceklerle mücadelede başarılı olursak, yeni fidan dikimini o zaman gerçekleştireceğiz. Konu ile ilgili olarak Avrupalı meslektaşlarımızla ve uzmanlarımızla görüşmelerimiz, ilaç temini çalışmamız sürüyor.''

 

 

Durak, ortak mücadele kapsamında 3-5 Aralık tarihlerinde İspanya, İtalya, Fransa ve İsrail'den uzmanların katılacağı ''Kırmızı Palmiye Böceğine Karşı Mücadele Çalıştayı'' düzenleyeceklerini de sözlerine ekledi.

 

 

20.Eylül.2007

 

 

İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarım, Park ve Bahçeler Daire Başkanlığı ekipleri, tüm Akdeniz ülkelerini tehdit eden Palmiye Kırmızı Böceğine karşı alarma geçti. Kentteki tüm hurma ve palmiye ağaçları ilaçlanıyor. İzmir'in simgelerinden palmiye ve hurma ağaçları, başta İsrail olmak üzere tüm Akdeniz ülkelerini tehdit eden Palmiye Kırmızı Böceği'ne karşı koruma altına alındı.

 

 

22 Ağustos 2007

 

 

Girne’de canlı “Kırmızı Palmiye Böceğine” rastlandı. Girne Belediyesi'nin Mısır'dan ithal ettiği hurma ağaçlarında canlı "Kırmızı Palmiye Böceği"ne rastlandı.

 

 

Palmiye böceği Güney’e de bela oldu.

 

 

Politis gazetesi “Kırmızı Kınkanat Belası – Hurma Ağacı İthaline STOP – Kırmızı Kınkanat Görüldü” başlıklı haberinde, Yunanistan’a musallat olan ve onlarca hurma ağacı yok eden kırmızı kınkanat böceğinin bir süredir Rum tarafındaki hurma ağaçlarında da görüldüğünü bildirdi. Gazete, Rum Tarım Bakanlığı’nın, bir süredir hurma ağaçlarını tehdit etmekte olan ölümcül-böcekle mücadele seferberliğinde olduğunu yazdı ve Rum Tarım Bakanlığı yetkililerinden Georgias Andreas Patsias’ın, şu ana kadarki durumun endişe verici olmamasına rağmen, AB’nin ilgili yasaları uyarınca yurtdışından hurma ağacı ithalinin durdurulduğunu açıkladığını yazdı.
 

 

 

28 Nisan 2007 (Akşam)

 

 

Türkiye'nin en büyük palmiye uzmanlarından Dr. Ragıp Esener, yerel yönetimlerin cadde ve bulvarı yeşillendirmek için Mısır'dan ithal ettirdiği palmiyelerle birlikte, bu ağaçları kurutan kırmızı palmiye böceklerinin ülkeye girdiğini iddia etti. Yaptığı çevreyle ilgili çalışmalardan dolayı Antalya'da Akdeniz Üniversitesi Çevre Hizmet Ödülü ile ödüllendirilen Dr. Esener, "Bu hastalık ilk olarak 2005 yılında Mersin'de görüldü. Ardından Alanya, Antalya ve Bodrum'da rastlandı. Bu hastalıkta, palmiyelerin içinde yaşayan kırmızı palmiye böceğinin larvaları ağacın ölümüne yol açıyor. Bu böceklerden daha önce Türkiye'de hiç yoktu. Mısır'dan belediyeler için getirtilen bu ağaçlarla bu zararlılar da ülkemize girdi".

 

 

02 Nisan 2006

 

 

İthal edilen palmiyeler böcekli. Muğla'da Palmiye Merkezi sahibi Dr. Ragıp Esener, Türkiye'ye Mısır başta olmak üzere son yıllarda birçok ülkeden üzerinde öldürücü kırmızı palmiye böceği (Rhynchophorus ferrugineus) hastalığı taşıyan binlerce palmiye ithal edildiğini söyledi.

 

 

KPB HASTALIĞININ TANISI:

 

 

İlk evrede palmiye içindeki larvaların tanısı çok zordur. Yaprakların bozularak sarkması, yaprak saplarında delikler bulunması infestasyonun ilk belirtileridir. Bu evrede palmiye böceğinin gövde içinde oluşturduğu seslerin özel bir aletle dinlenmesi ve kayıt edilmesi uygulaması bazı merkezlerde yapılmaktadır. Larvaların ağacın içini boşaltırken çıkardığı sese, ço defa aletsiz olarak, kulağı ağaca dayayarak da duyulabilmektedir.

 

 

Tüm palmiye tacı, birkaç hafta içinde bozularak, palmiye ölümü gerçekleşmektedir. KPB hurmalarda bazen kaideye yakın olarak da giriş noktası bulmaktadır.

 

 

TARIM BAKANLIKLARI TAFINDAN ALINMASI GEREKEN KORUNMA TEDBİRLERİ:

 

 

Korunma tedbirlerinin ülkelerin Tarım Bakanlıkları tarafından alınması, gümrük müdürlükleri ve mahalli idare yetkilileri tarafından da uygulanması gerekmektedir. Bu tedbirlerin başında, hastalığın yaygın olduğu ülkelerden her türlü palmiye ithalatının durdurulması gelmektedir.

 

 

Avrupa Birliği 31.Mayıs.2007 tarihinde aldığı önlemlerde, üçüncü ülkelerden ithal edilen palmiyelerden istenilen birçok kıstası kapsayan bir bitki temiz raporu (phytosanitary certificate) ve birlik içindeki nakillerde ise, yine belli kıstasların yerine getirildiği bitki pasaportu (European phytosanitary passport) istemektedir. Ayrıca bu ülkelerde hastalıklı bölgelerin belirlenmesi, burada acil tedbirler alınması, hastalıklı bölge etrafında tampon bölge oluşturulması ve burada da önleyici tedbirlerin yürürlüğe konulması önerilmektedir.

 

 

Ülkemiz için, 5cm çap üzerindeki bütün palmiyelerden ithalat veya ihracat sırasında Avrupa Temiz Raporu istenmelidir. Ülke içinde de hastalıklı yörelerden, hastalık görülmeyen yörelere palmiye gönderilmesinin engellenmesi veya bakanlık tarafından temiz raporu alınması mecburiyeti düşünülmelidir.

 

 

Palmiye yetiştiriciler, bunun ticaretini yapanlar, peyzaj mimarları, ziraat mühendisleri ve yerel idareciler bu konuda uyarılmalı ve larva veya böcek gördüklerinde, Tarım Bakanlığı Bitki Koruma şubelerini uyarmalıdır.

 

 

Tarım Bakanlığı yetkilileri hastalığın yayılmasının önlenmesi için kendi stratejilerini geliştirip, ilgililere duyurmalıdır.

 

 

PALMİYE AĞAÇLARININ KORUNMASI İÇİN ALINACAK ÖNLEMLER:

 

 

Erişkin KPB lerinin yayılmasının önlenmesi bakımından, ciddi olarak hasta veya ölü ağaçlar sökülmeli ve yakılmalıdır. Antalya Tarım İl Müdürlüğünden verilen bilgiye göre, bu ilimizde:  Palmiye Kırmızı Böceği ile bulaşık olduğu belirlenen ağaçlar, İl ve İlçe Müdürlükleri elemanları nezaretinde imha ettirilmektedir. Derin çukurlar açılarak zarar görmüş ağaçlar gömülmekte, üzerleri kireçle kapatılmak suretiyle imha işlemi gerçekleşmektedir. Yakma ile imha ise, hem çevre hem de zarar gören ağacın nemli olması nedeniyle mümkün olmamaktadır.

 

 

Larvalar genelde, palmiyeler budandıktan sonra oluşan yaralardan ağaç içine girmektedir. Bunun nedeni budama bölgesinden sızan palmiye özsuyundaki kokunun erişkin böcekleri çekmesidir. Bu nedenle hastalığın yaygın olduğu bölgelerde, budama yapılmaması veya budamanın böceklerin aktif olmadığı kış mevsiminde yapılması uygun bir tedbirdir.

 

 

Koruma ve tedavide insektisit kullanımı: Hastalığın salgı olduğu bölgelerde, palmiye tacının ve budamadan sonra oluşan yaraların kimyasal böcek öldürücüler (insektisit) ile ilaçlanması uygundur. Böceğin palmiye üzerinde geçirdiği sürenin çok az olması nedeni ile kontakt (temas ile öldüren) insektisitlerin kullanılması yerine, bitkinin özsuyuna geçen ve tümüne yayılan sistemik etkili insektisitlerin kullanılması önerilir.

 

 

Özellikle önerilen insektisitler ve ülkemizdeki preperat adlarından bazıları aşağıda belirtilmiştir. Fenitrothion 55 EC (Komityon 55-Koruma, Nition M-Hektaş, Feniton-Agro-San), Fenitrothion %40 WP (Komityon 40-Koruma), Diazinon %20 EC (Bazinon-Koruma, Basudin-Syngenta, Diazol (Agro-San) ,Imidacloprid %20 SL (Confidor SL200), Thiametoxam %24 (Actara 240 SC-Syngenta), Carbaril %50 WP (Korvin 50-Koruma, Hektavin 50-Hektaş, Agrovin 50-Agro-San) ve Carbaril %85 WP  (Korvin 85-Koruma, Hektavin 85-Hektaş, Agrovin 85-Agro-San) önerilmektedir.

 

 

Umman’da yapılan mukayeseli bir çalışmada, 5 ayrı insektisit kullanılmıştır. Bunun için hastalığın salgın olduğu bir bölgede, genç fidanlarda budama yaparak yara açıldıktan sonra iki haftada bir, insektisitlerin %0.1 lik solüsyonları koruyucu olarak dıştan sprey ile 5 kez tatbik edilmiştir. 4 ay sonra yapılan kontrollerde, Dimethoate (Korumagor 40-Koruma, Poligor 40 Hektaş, Dimeton 40-Agro-San) ve Dichlorvos (Bayer DDVP EC550-Bayer, Koruma DDVP 55 EM-Koruma, Didifos 55 EC-Hektaş, Nogos 50EC-Syngenta) tatbik edilen hurmalarda hastalığa rastlanmaz iken Fenitrothion-Dimethoate karışımında ve diğer bazı ilaçlarda hastalık görülmüştür. Aynı çalışmada, hastalıklığa yeni tutulmuş hurmalarda, gövdenin hastalık belirtisi gözlenen yeri bir keski ile temizlenmiş ve varsa buradaki larvalar çıkarılmış, sonra hastalıklı bölgenin çevresinde matkap ile 3 adet, 1.5cm çapında, 12-15cm derinliğinde delikler açılıp, bunlardan 10 ar ml insektisit solüsyonları verilmiştir. En iyi sonuç Dimethoate solüsyonu (Korumagor 40-Koruma, Poligor 40 Hektaş, Dimeton 40-Agro-San)  ile alınmış, bütün palmiyeler iyileşmiştir.

 

 

Yukarıda önerilen tüm ilaçlar, bal arıları ve balıklar için öldürücüdür. Birçok ülkede bu ilaçlardan yalnız Fenitrotion %40 CS and Imidacloprid %20 park, bahçe ve umuma açık yerlerde kullanılabilme ruhsatı almıştır.

 

 

İnsektisitlerin devamlı kullanılmasının çevre problemlerine yol açabileceği, faydalı böcekleri de yok ettiği unutulmamalıdır.

 

 

Entomopathogenik Nematodlar ile mücadele: Steinernema carpocapsae ve Heterorhabditis gibi entomopathogenic (böceklerde hastalık yapan) nematod türleri, R. ferrugineus ile mücadelede etkin bulunmuştur, ancak henüz yaygın olarak kullanılmamaktadırlar.

 

 

Koku (Feromon) Tuzakları ile Tanı ve Mücadele: R. ferrugineus ile mücadelede Koku Tuzakları ile iyi sonuçlar alınmıştır. Bunun ana prensibi, böceği çeken bir koku kullanarak, hazırlanan tuzaklara gelmesinin ve tutulmasının sağlanmasıdır. Bu yöntemle hem böceğin civarda var olup olmadığı hakkında bilgi sahibi olunabilmekte hem de varsa böceklerin çoğunun tutularak populasyonlarının azaltılması sağlanmaktadır.

 

 

Erkek KPB leri ferrugineol [4S, 5S)-4-methyl-5-nonanol] adı verilen bir koku salgılamaktadır. Bu kokuyu alan dişi böcekler palmiyeye gelmektedir. Sentetik olarak elde edilen bu maddenin birkaç miligramı dişileri tuzağa çekmektedir. Yöntemin yaygın olarak kullanılması ile böceklerin, palmiye ağaçlarına yumurta bırakmadan yakalanmaları ve populasyonlarının azaltılması sağlanmaktadır. Bu yöntemin kullanılması ile çevre  kirliliği yönünden sakıncalı olan kimyasal ilaçların kullanılması azaltılmakta veya ortadan kaldırılmaktadır.

 

 

Yapılan çalışmalarda ferrugineol’un hurma ile karıştırılarak tuzağa konulması ile çok daha iyi sonuçlar alınmıştır.

 

 

KPB zararlısının yayılması ve çok büyük ekonomik zararlara neden olması, ilaç üreticilerini harekete geçirmiş ve Tripheron isimli bir müstahzar üretilmiştir. Tripheron içinde ferrugineol ile birlikte, üretici firmanın synergist adını verdiği bir madde bulunmaktadır. Tripheron, küçük polietilen poşetler içinde satılmaktadır, feromon hava sıcaklığına göre 90-100 gün süre ile etkili olmaktadır. Bu hazır müstahzar ile tuzağa, hurma gibi ilave organik bir madde koyma gereksinimi kalmamaktadır.