Sevgili okuyucularım

Teknolojini geldiği yeri hepimiz biliyoruz ama gideceği yeri hiç birimiz bilemiyoruz. Çünkü nasıl bizden önceki yaşayan insanlar bilmiyordu ise, bizlerde bilemeyeceğiz.

Bugün sizlere bununla ilgili çok hoş şeyler anlatacağım, şimdilerde güldüğümüz ama o zaman insanlarının çok hayretlerle ve inançla konuşulan söylenen, ama şimdi hoş gelen şeyler. Mesela  bir arkadaşımızın misafirlikte şahit olduğu gibi. TV’nin yeni olduğu dönemler de belgesel izlerken yaşlı teyze’nin aslanın geyiği parçalamasının ardından,burnunu tutarak oooo kokusu da taa buraya kadar geldi demesi, veya yine bir arkadaşımızın nine’sinin a guzum akşam bunlar geç vakitte nasıl gidecekler demesi, o zaman ki teknolojinin yeni olması, özellikle yaşlılarımızın son zamanlarında bunlarla tanışmış olması.

Asıl anlatacağımı anlatacağım ama az önceki arkadaşımızın söylediği yine bir diğer komik olay. Şimdi bu arkadaşımız o zamanlar,  fazla kanalda yok zaten bir kanal var ve akşam kız kardeşiyle TV izliyorlar. Dedesi de diğer bir çok yaşlımız gibi erkenden yatıyor,hem de saat 8’de, kızlara da yatın sizde diyor ama saat sekizde nereye yatacaklar, yatsalar da uykuları gelmez zaten,o yüzden oturuyorlar.Tabi dedemiz saat 9 civarı  hafif gözleri aralıyor ve kızım yatsanıza artık diyor,o zannediyor ki sabah karşı bir vakit, uykudan uyandığı için geç vakit zannediyor. Ertesi günde çarşıda arkadaşı ile konuşurken, ya diyor, bizim kızlar sabaha kadar TV izliyorlar diyor.Arkadaşı hemen atlıyor.Ya Mustafa amca diyor, gece 12’den sonra TV'de hıllı bişey olmaz diyor ve kızlarımıza TV'de yasaklanıyor.

Asıl başrol oyuncumuz Kestel kasabasından 70 yaşlarında pazarcı bir teyzemiz.Günlerden bir gün bu teyzemiz zirai ilaç almak için arkadaşımız Mehmet’in dükkanına geliyor ve 2 gün sonra veresiye ilaç alıyor arkadaşımız da ilacı veriyor, ancak bilgisayara müşteri kaydı için, dijital makine ile bir resim çekiyor ve kanun gereği bunu  bilgisayara koymamız gerek diyor ardından da veresiye kağıdını imzalattırıyor.

Aradan 2 gün geçiyor ve bir cumartesi günü sabahleyin dükkanın kepenlerini açarken teyzem kapıda ,bir kadındır geldiği gibi arkadaşa saldırır ve bağırır,seni adı batmayasıca der ve parayı arkadaşın yüzüne atar,çabuk al şu paranı beni o televizyon’dan çıkar diye bağırır,Arkadaş der, dur teyze ne oldu,hele bi otur.Teyze der, hayır çıkar beni o televizyondan, senin yüzünden başım derde girmesin,benim adam çok kızdı, nasıl televizyona çıkarsın sen, ya başkasının üstüne geçirirse seni, benden boşarsa, bide imzamı attın ya senin yüzünden bütün malımız mülkümüz giderse diye, velveleye verir teyzemde sabahın köründe, soluğu dükkanın önünde alır.Tabi ki bakalım biz yakalayamadığımız teknolojinin neresinde olacağız bunu hiç birimiz bilemeyiz.Kalın Sağlıcakla

- - - -