En azından son yıllarda hep yapar oldu. Kılıçdaroğlu öncesinde( K.Ö.) CHP yine bir nebze tutarlı bir parti idi. Söylemlerinde –genellikle- tutarsızlık görülmezdi. En azından CHP’ye bakan bir kişi, onun çizgisini, amacını, neyi temsil ettiğini iyi bilirdi. Kemalizm’i savunan, cunta yanlısı sol görüşlü bir parti.  

Şimdi Kılıçdaroğlu (K.S.) sonrasına bakalım. Herhalde son 1,5 yıldır CHP hiç bu kadar tutarsızlıklar ve bulanıklıklar ile tanınmamıştır. K.Ö. dönemde halk için, CHP gayet net bir çizgi içerisinde iken, K.S dönemde halk CHP’yi neredeyse tanıyamaz oldu.  Sadece seçim çalışmaları döneminde bile Kılıçdaroğlunun sayısız derecede tutarsız söylemleri oldu. Hangisini yazmak gerekir? Daha önce kendisinin bu özellikleri hakkında yazmıştım.  CHP milletvekili aday listesine baktığımızda şaştık (CHP’nin kendi tabanı bile şaştı); Ergenekon sanıkları, dostları, Demirelciler, sağcılar, solcular… vs. İşin özünde bir partinin farklı düşünceleri kendi içerisinde barındırması benim için olumlu bir gelişmedir; fakat bu konuda samimiyet söz konusu ise, demokrasi inancından kaynaklanıyor ise. Oysa CHP’nin, sivil Anayasa yapımına engel olmak için girişimlerde bulunduğunu bilmeyen yok. Bu amaç uğruna BDP ile bile ittifak yapmaktan çekinmeyen bir parti konumuna geldi.  K.Ö. döneminde zaten Ergenekon avukatlığı yapıyordu CHP, şimdi ise K.S. dönemde avukatlığının yanında kurtarıcılığını da yapmaya çalışıyor.  

Bir insan ne düşünerek serbest bırakılmayacağını bile bile, tüm bunların olacağını  bile bile-ki kendisinin bunu bildiğini itiraf ettiğini göz önüne alalım- Ergenekon terör örgütü sanıklarını aday gösterir? Kılıçdaroğlu “Yargının takdirinde” diyerek, seçim öncesinde yargının kararına saygı duyacağını belirtmiş iken şimdi nasıl aksi yönde hareket ediyor? Tutarsız bir adamın başında olduğu parti de hali ile tutarsız bir parti oluyor.  Yalnız CHP, bir de üstüne, asıl muhatabı “yargı” iken Türkiye Büyük Millet Meclisini, BDP ile birlik olup boykot etmesi ayrı bir tutarsızlıktır. Sözde TBMM’ni kilitlemek istemiyorlar. Oysa bu hareketleri bile asıl amaçlarının Anayasa yapımına engel olmak olduğunu göstermektedir. Ergenekon terör örgütü sanıklarının zaten dışarı çıkacaklarına inandıklarını düşünmemeye başladım. Belki içten içe umut edip “bir ihtimal, bir taşla iki kuş vurabiliriz de” demiş olabilirler ama asıl maksatları bugün bu krizi çıkartmaktı.  Yalnız MHP, CHP’den daha akıllı davranıp, TBMM’ni boykot etmemesi kendi yararına oldu. Zaten barajı zor zar aştılar bir de bunu yapsalardı bir sonraki seçimlerde barajı aşmaları hayal olurdu. 

Peki, CHP oylarının düşebileceğini hiç düşünmedi mi? Millet iradesinden bahsederken, sabahın köründe yataklarından kalkıp, işlerine gitmeden önce, gidip oy kullanıp onları milletvekili seçen halkın iradesine kendisi ne yapmış oldu? Halk onları hiçbir şey yapmamaları için mi seçti? Hiçbir şey yapma ama halkın, vergiler ile bir araya getirip onlara maaş olarak verdikleri parayı al ve çatır çutur ye! Oldu, başka? Zaten şimdiden seçmen tabanı bu durumdan şikâyetçi olmaya başladı. Sanıkların aday gösterilmesi yüzünden CHP tabanı ikiye bölünmüştü, şimdi de bu durum iyice tuzu biberi oldu. Erken seçim olur ise CHP fiyasko ile sonuçlanacak bir oy oranı alacaktır, yerlerde rezil bir şekilde sürünecektir. Ama hak etmiş olacak. Belki bir daha böyle akılsızca bir hareket yapmazlar ama ben şüpheliyim. Çünkü CHP bunu hep yapıyor. 

Tüm bu 1,5 sene içerisinde olanlar ve bu son kriz bize gösteriyor ki Kılıçdaroğlu iyi bir yönetici değil. Ayrıca kendisi de görüntüden ibaret; birileri arkadan onu yönlendiriyor. Fakat bu kim? Birkaç aday var ama nasıl olsa bu da ileriki zamanlarda netleşir. Aynı zamanda sormak istiyorum. CHP yeni bir CHP ve K.Ö. öncesi daha tutarlı dedim. Sizce CHP’nin bugün bu tutarsızlığı ve yeni görüntüsü aslında CHP’nin yıllardır sakladığı gerçek yüzü olabilir mi? Bence öyle.