Yazarımız Burcu Erdoğan, 31 mart akşamı Düğün evi mi, Yas evi mi diyerek yerel seçimleri değerlendirdi.

Yerel siyaset, genellikle ulusal politik arenadaki büyük olayların gölgesinde kaybolmaya mahkum gibi görünse de, aslında toplumun temel taşlarından biridir. Kentimizin sokaklarında, mahallelerimizin köşe başlarında, yerel siyasetin etkilerini ve önemini görmek mümkündür. Peki, yerel siyaset neden bu kadar kritiktir?

Yerel siyasetin önemi, doğrudan halkın yaşamını etkilemesinden gelir. Belediye başkanları, yerel meclis üyeleri ve diğer yerel yetkililer, şehrimizin altyapısını geliştirme, eğitim ve sağlık hizmetlerini iyileştirme, çevre koruması sağlama gibi konularda doğrudan kararlar alırlar. Bu kararlar, günlük yaşantımızı etkiler ve doğrudan refahımıza katkıda bulunur.

Ancak yerel siyasetin etkisi sadece pragmatik düzeyde değil, aynı zamanda demokratik süreçlerin en temel yönlerinden biri olan katılımcılık ve temsil açısından da önemlidir. Yerel seçimler, vatandaşların doğrudan katılımıyla gerçekleşir ve bu, demokrasinin temel ilkelerinden biridir. Yerel siyaset, halkın sesini duyurduğu, fikirlerini paylaştığı ve kendi topluluklarını şekillendirmede aktif bir rol oynadığı bir platform sağlar.

Bu seçimlerde sıklıkla karşılaşılan durumlardan biri, Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı'nın kazandığı bölgelerdeki siyasi manzaranın beklenmedik şekilde değişmesidir. İşte, bu durumun bir düğün evi mi yoksa yas evi mi olduğu konusunda bir değerlendirme yaparsak.. :

Birçok insan, Cumhur İttifakı veya Millet İttifakı'nın kazandığı bir il veya ilçede yaşanan siyasi değişiklikleri bir düğün evi gibi kutlar. Seçim sonuçları, destekçileri için bir zaferin işareti olarak görülür ve yeni dönemin getireceği umutlarla doluluk hissiyle karşılanır. Yeni seçilen belediye başkanı veya yönetim ekibi, değişim ve gelişim vaatleriyle seçmenlerin beklentilerini yükseltir. Yolların yenilenmesi, parkların düzenlenmesi, kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi gibi vaatler, seçmenlerin geleceğe dair umutlarını artırır.

Geçmiş yerel seçimde Alanya & Antalya siyasetine baktığımızda, MHP'nin adayı Adem Murat Yücel'in Alanya'da kazanması, MHP saflarında sevinç gösterilerine neden olurken, AK Parti cephesinde sessizlik hakimdi. Ancak, bu sessizlik, aslında ittifakın sağlamlığının ve olgunluğunun bir göstergesiydi. O dönemin Ak Parti Alanya İlçe Başkanı Mustafa Toklu, MHP ve AK Parti ittifakı, Alanya'da Yücel'in çıkan oy ile Antalya'daki Menderes Türel'e çıkan oy arasındaki binlerce farkı hiçbir zaman polemik konusu yapmadı ve ittifakın temeline zarar vermedi. 

Bugüne baktığımızda İttifak Ortaklarının ve diğer adayların çalışmaları neredeyse gündemimizin çoğunluğunu kapsıyor. Seçim sonuçları ne olursa olsun, önemli olan demokratik sürecin işleyişine saygı göstermek, geçmiş seçimlerde olduğu gibi yöneticilerin sonuçları olgunlukla karşılayacaklarını umuyoruz.. Tarafların birbirini anlaması ve saygı göstermesi, toplumsal birliğin ve dayanışmanın güçlenmesine yardımcı olacaktır.

31 Mart gecesi, Alanya'da düğün evini yaşayanlar ve yas evini yaşayanlar arasında bir denge kurabilmek için kritik bir an olacak. Halkın kararına tüm adayların saygı duyacağından şüphemiz yok.. Bu geceyi birlikte izleyip, yaşayacağız ve sonucunu birlikte değerlendireceğiz. Her ne olursa olsun, önemli olan toplumsal birliğimizi ve dayanışmamızı güçlendirmektir. Geleceğe dair umutlarımızı koruyarak, hep birlikte ileriye doğru adım atmaktır.. 

Sağlıcakla..