Dünyanın farklı ülkelerinde hizmet veren Türk okulları Türkçeye sevgi ve saygı kazandırdı.
Birçokları bu okulların siyasi amaç için kurulduğunu söylemektedir. Böyle bir izlenim vermedikleri söylenemez. Ama Türkçenin yaygın bir şekilde kullanılmasının, dünya çocuklarına öğretilmesinin kime ne zararı olabilir ki?
10 yıl önce Türkçeye bu kadar ilgi var mıydı?
Her zaman Türkçenin yaşatılmasını isteyip, milli unsurdan dem vurdular. Türk dilinin silah, vatan ve bayrak olduğunu dillerinden düşürmediler. Ama bu kadar fedakârlık yapıp Türkçeyi dünyaya tanıtanları eleştirmekten de geri durmadılar.
Türkçe öğretmenlerinin sevdiklerinden ayrılıp vatanlarından uzak bir coğrafyaya gitmesi, bunu yaparken menfaat ve büyük maddi çıkarlarının olamaması ve tek amaçlarının hizmet etmek düşüncesi bana göre en büyük milliyetçiliktir.
Milliyetçilik sadece ben milliyetçiyim demekle, belli bir ırka sahip olmakla, belli bir siyasi partinin arkasından gitmekle olmaz.
Asıl milliyetçilik dünyanın çeşitli bölgelerine gidip birçok zorluklarla görev yapan Türk öğretmenlerinin fedakârlığı gibi Türkiye'yi, Türkçeyi sevmek ve sevdirmekle olur.
Bu nasıl bir sevgi aşılamaktır ki olimpiyatlarda boy gösteren bazı öğrencilerin dilleri tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanılıp öğrenilirken onlar Türkçe öğreniyorlar.
Hepsinden önemlisi siyasi arenada boy gösteren milliyetçi partilerin, Türkçeyi dünyaya yayıp, tanıtmak adına ne yaptıklarıdır.
Bu eleştirileri yapanlara da Fethullahçı damgası vuruluyor. Kim ne benzetmesi yaparsa yapsın. Benim için gerçek milliyetçilik ülkesini dünyaya tanıtan, Türkiye'ye dünya gözüyle bakan, ekonomide ilerlemesi için çaba gösteren ve teknolojik gelişimde elinden geleni yapandır.
9. Uluslararası Türkçe Olimpiyatlarını büyük bir gururla izleyerek kendi kendime sordum. ‘’İleriki zamanlarda Türkçe neden dünyanın yaygın dilleri arasına girmesin?’’ diye.
Türk okullarıyla başlayan Türkçe sevdası umuyoruz bir gün daha büyük kitlelere hitap eder. İnanın zor değil ve bunu başarabiliriz.