Daha önceki yazılarımda Dünya’nın merkezinin Türkiye’ye doğru kayacağını söylemiştim. Son yapılan araştırmalara göre de tahminim doğru çıkacak gibi gözüküyor.

Koç Holding, Dinar Standard firmasının İslam ülkelerinin En Büyük 100 Firması sıralamasında, hisseleri serbestçe alınıp satılabilen en büyük firma ilan edildi. DS listeyle ilgili yorumunda, genel listede 10'uncu, özel kuruluş listesinde 1'inci Koç Holding’in elektronik, otomotiv, enerji, finans ve perakende devi olduğunu, bu özelliğiyle hisseleri kamuya açık olarak alınıp satılabilen en büyük şirket konumunda bulunduğunu bildirdi.

 

Dinar Standard’ın İKT( İslam Konferansı Teşkilatı)’na üye 57 Müslüman ülkedeki en büyük 100 firma sıralamasında yer alan diğer Türk firmaları ve sıraları ise şöyle: Sabancı Holding (16), Yıldız Holding/Ülker (18), İşbank (19), Ziraat Bank (24), Akbank (31), Doğan Holding (35), (40), Enka Holding (45), Doğuş Holding (47), Halkbank (48), Vakıfbank (51), THY (56), EÜAŞ (64), BİM Birleşik Mağazalar (77), Erdemir (79), Selçuk Ecza Deposu (83), Eczacıbaşı Holding (88), Vestel (90), Ciner Grup (98).

 

Araştırmanın yapıldığı yere dikkat çekmek istiyorum. Dinar Standard yani İslam Konferansı Teşkilatı'na üye ülkeler firmaları arasında yapılan geleneksel en büyük 100 firma sıralamasını yapan yer. Bu şu demek Dünya’nın en zenginlerinin bulunduğu yerler arasında yapılan araştırma. Biliyorsunuz ki İslam Ülkeleri Dünya petrol rezervlerinin birçoğuna sahip ve bundan dolayı da Dünya’nın en zengin insanları. Dünya’yı paralarıyla yönetenler bir bakıma. En basitinden Arapların İngiltere Futbol Liginde yaptıklarını takip ediyorsunuzdur. Böyle insanların aralarına Türklerin girmesi oldukça büyük başarıdır. Giren firmalarımızda dikkat ederseniz birçok alandan. Banka, ecza, beyaz eşya neredeyse aklınıza gelebilecek her şey.

 

Türkiye sadece bu işlerle kalmayacaktır. Kalmadı da zaten görüyorsunuz tabloyu. Türkiye özellikle son yıllarda inanılmaz bir dışa açılım yaşıyor. Böylece Türkiye’ye küresel bir güç olma yolunda ilerliyor. Dünya’nın ekonomi zirvesi Davos’da bile bu sene yaşananları görüyoruz. Türkiye özellikle ekonomi alanında diğer ülkelerin takdir ettiği bir konuma geldi. Aslında olması gerekende buydu. Çok geç kalınan bir manzara. Geç olsunda güç olmasın deriz ama şimdiye kadar neden bu durumda değildik diye de sormamak elde değil.

 

Düşünün daha Türkiye yeni kurulduğunda Dünya’nın bizi nasıl takip ettiğini nasıl unuturuz. Daha yeni kurulmuşuz. Halk fakir, elimizde avucumuzda hiçbir şey yok lakin azmimiz, çalışkanlığımız var. Birkaç sene içinde de neler yapabileceğimizi gösterdik. Dünya’nın gözü bu yüzden bizdeydi. Yeni kurulan bir devletten neler oldu diye herkes bakıyordu. Atatürk’ü inceliyorlardı sürekli nasıl başarabildi bunu diye. Lakin Atatürk’ten sonra ne oldu? Neden Dünya bizden övgüyle bahsetmeyi bıraktı? Neden liderlerimiz Dünya Devletleri tarafından eskisi gibi karşılanılmadı.

 

Er ya da geç Dünya’nın bizleri tekrar konuşacağı zamanın geleceğini biliyorduk. Atatürk’te biliyordu. Bu yüzden bu gençlere, bu insanlara güvendi. Türk İnsanında çalışkanlık, azim Atatürk’ün dediği gibi ‘’ Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!’’

 

Er ya da geç Türkiye, Dünya’nın merkezi olacaktır.